17 Mart 2014

Deniz Baykal İzmir’den Milli İradeye Seslendi - Zafer Yapıcı

“Ülkemiz bir süreden beri bir yüksek gerilim tuzağının içine çekilmektedir. Ülkenin her geçen gün çok kaygı verici bir ayrışmanın, kamplaşmanın, giderek kutuplaşmanın etkisi altına sürüklendiğini üzüntü ile görüyoruz. Bunun bir an önce geride bırakılmasına ihtiyaç var. Türkiye bu gerilim tuzağından kendisini mutlaka kurtarabilmelidir… …Tablo ülkemize yönelik dışarıdan kaynaklanan bir tehdit olmanın ötesindedir. Maruz kaldığı tehdit ana karakteri itibariyle ülkenin kendi içinden şekillendirilmiş ve zaman içinde hızla yükseltilmiş, bugünkü tehlikeli aşamalarına gelmiş olan bir gerilim sürecidir. Türkiye buraya uzun süredir izlenen politikalar sonucunda geldi… …Eğer müdahale edilmezse bu gelişmenin sonu hiç iyi değildir. Artık sokağın hareketlenmesinin ötesine geçtik; kan akıyor. Bu hiçbir şekilde seyirci kalamayacağımız bir durumdur. Daha evlatlarımıza yönelik üzüntülerimizi ifade edebilir noktada olmadığımızı görüyorum. Bu çok acı bir manzara. Bu sürece müdahale etmek lazım; değiştirmek lazım… Daha da artan bir hırsla ülkeyi buraya getiren sürece sebep olan uygulamaların, anlayışların, söylemlerin devam ediyor olması sürdürülebilir ve kabul edilebilir değildir. Bunu değiştirmek lazım. Seçimler olmalıdır, olmak zorundadır. Karmaşaya yüksek bir otoritenin müdahale etmesi lazım. En yüksek otorite milli iradenin kendisidir. Tek umut kapısı milli iradenin bu tablo karşısında bu gidişatı onaylamadığını ortaya koymasıdır. Milletimiz Türkiye’yi buraya getirmiş olan zihniyetin böyle devam etmesine 'dur' demesi halinde ben inanıyorum Türkiye’de taşlar yerine oturmaya başlar. Buna ihtiyaç var. Bu, seçimden sonra sürdürülemez, sürdürülememelidir. Birbirimizle uğraşıyoruz. Çok uzun süredir Türkiye olarak kendi tarihimizle uğraşıyoruz. Ben senden daha iyiyim demeyi anlıyorum, ama insaf ediniz Türkiye’de tanık olduğumuz siyasi söylemlerin durmuş oturmuş demokraside yeri olabilir mi? Birbirimize nefret şırınga ediyoruz. Düşmanlıkları tahrik ediyoruz. Bir siyasi yarar elde edebilir miyim hesabı kabul edilebilir değildir. Kendi kendimizi suçlamayı bıraktık tarihimizi suçluyoruz. Sağduyuya, akla, mantığa ihtiyaç var. Bu siyaset tablosundan kalıcı bir demokrasi çıkmaz. Bu hastalığı aşmamız lazım. Bu hastalığı millet aştırır. Bazen görev milletin kendisine düşer. Milletin kendisine görev düştüğü tarihin kritik anlarından birini yaşıyoruz. Vatandaş bu gerilimi reddetmelidir”. * * * Bu kadar uzun bir alıntıyı hak ediyor Deniz Baykal’ın sözleri… Deniz Baykal, unutturulmaya çalışılan değerlerimiz için de, “Ülkemizin içinden geçmekte olduğu süreç yarınlara olan umudumuzu kaygıya dönüştürüyor. Böylesi bir dönemde belki de bu ülkenin nasıl kurulduğunu, kuruluş hikayesindeki o asil ruhu yeniden hatırlamak gerekiyor” diyor. Sizce de o asil ruhu hatırlamanın tam zamanı değil mi?... Uyanmanın tam zamanı değil mi?... Değerli okurlarım, geçtiğimiz on iki yıl içinde hangi lider Deniz Baykal gibi kamuoyuna Türk milletinin ihtiyaç duyduğu böyle bir konuşmayı yapmıştır? Hele yaşadığımız şu ortamda?... Atatürk’ün kurtuluş ve kuruluş felsefesiyle kurduğu Cumhuriyet’in; demokratik, laik, sosyal hukuk devleti yapısına, ilkelerimize, devrimlerimize, geleceğimize Türk milleti olarak hep beraber sahip çıktığımızı haykırmalıyız... Tıpkı Deniz Baykal’ın 2005 yılında yaptığı gibi. Şimdi de İzmir’den yaptığı tarihi çağrıda olduğu gibi… Daha da geç kalmadan... (HABER EKSPRES GAZETESİ- 17.03.2014) ZAFER YAPICI

Hiç yorum yok: