Değerli okurlarım, hatırlarsınız Anayasa'da yapılacak değişiklikleri önce Prof. Dr. Zafer Üskül'e daha sonra Prof. Dr. Ergun Özbudun ve ekibine (!) ısmarlayan AKP zihniyeti, zaman zaman ortaya atılan Anayasa taslaklarıyla gündeme gelmişti.
İşte o tarihlerde kamuoyunu uzun süre meşgul eden ve ülkede gerginlik yaratan Anayasa değişikliği paketinin içeriğine birkaç örnek:
· Anayasa'nın 42. maddesinin 1. paragrafında yer alan "kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz" ifadesi, düzenlemeye göre "kimse, eğitim ve öğrenim hakkından, kılık-kıyafet nedeniyle alıkonulamaz" olarak değiştiriliyor.
Ayrıca, "eğitim-öğrenim kurumlarında kılık-kıyafet serbesttir" ifadesi bir seçenek olarak sunuluyor.
· Anayasa'nın din ve vicdan hürriyeti başlıklı maddesinden 14. maddeye atıfta bulunan hükmün çıkarılması öngörülüyor. Böylelikle ibadet, dini ayin ve törenlerin demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmaya dönük faaliyetler biçiminde yapılamayacağına" dair anayasal engel ortadan kaldırılmış oluyor.
· Yine Anayasa'nın 42. maddesinin 9. paragrafında yer alan "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez" hükmü yeni düzenlemeye göre "eğitim ve öğretim dili Türkçe'dir. Türkçe'den başka dillerde eğitim demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olarak kanunla düzenlenir" şekline getiriliyor.
· Gençliğin korunmasıyla ilgili Anayasa'nın 58. maddesinin 1. paragrafında: "Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet ilim ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirler alır." hükmünden yeni düzenlemede "Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda" ifadesi kaldırılıyor.
· Muhalefetin 110 milletvekili imzası olmadan Anayasa Mahkemesi'ne gidemeyeceği hükmü getirilmek isteniyor.
Değerli okurlarım, başta CHP olmak üzere ülkenin gerçek aydın ve düşünürleri ve duyarlı halkın tepkisi sayesinde bu Anayasa değişikliği paketi gündemden kalkmıştı.
* * *
Ancak bugün tekrar Anayasa değişikliği gündeme geldi. Başbakan mart ayı sonuna kadar yeni Anayasa değişikliği paketini Meclis'e gönderileceğini söyledi.
Buna en çok sevinen, eski Adalet Bakanı, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin oldu.
Şahin, "Bu teklifin başkanlığımıza verilmesini sabırsızlıkla bekliyorum" dedi.
İşte Şahin'in "taraf" olarak sabırsızlıkla beklediği anayasa değişikliği;
· HSYK'nın üye sayısı 7'den 21'e yükseltilecek. Kararları yargı denetimine açılacak,
· Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı arttırılacak ve üyelerin bir bölümü Meclis tarafından seçilecek,
· Askeri yargının askeri mahalde işlenen tüm suçlarda yetkili olduğu tanımı kalkacak,
· Parti kapatmayla ilgili iddianame Meclis'te oylanacak,
· YAŞ kararları da yargı denetimine açılacak.
Değerli okurlarım, AKP hem dün hem bugün ortaya koyduğu düşünceleri anayasal güce kavuşturarak daha rahat hareket etmeyi planlıyor.
Böylelikle yargı da Anayasa da etkisiz hale gelmiş olacak.
Eğer yargıyı da Anayasa ile etkisiz hale getirirse,
· AKP başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere HSYK ve diğer yargı organlarını kendi zihniyeti doğrultusunda şekillendirilip yandaş yargı yaratabilecek,
· Başta Başbakanınkiler olmak üzere Meclis'te bulunan 608 yargılanmayı bekleyen milletvekili dosyası dokunulmazlıklar kalksa dahi işleme konulmayacak. Çünkü AKP iktidardan inse bile milletvekillerinin yargılanmaları yandaş yargı nedeniyle şaibeli hale gelecek,
· Askeri yargının yetkileri azaltılacak. YAŞ kararları yandaş yargı tarafından denetlenebilecek. Parti kapatma Meclis'te oylanacak. Kediye ciğer emanet edilecek,
· Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısı arttırılarak ve Mahkeme üyelerinin Meclis'te seçilmesi sağlanarak Anayasa Mahkemesi iktidarın bir uzantısı haline getirilecek.
İktidar aleyhine dava açılması anlamsızlaşacak... İşte o zaman ana muhalefet partisi isterse 110 değil 250 imza toplasın, Anayasa Mahkemesi'ne gittiğinde bir sonuç alamayacak. Yani demokrasinin en büyük güvencelerinden biri yok olacak.
* * *
Şimdi şaka gibi geliyor ama belki gün gelecek, Meclis'in duvarında Mustafa Kemal Atatürk'ün "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" sözünün kaldırılıp yerine " Egemenlik kayıtsız şartsız iktidarındır" sözü yazılması gündeme gelecek...
Değerli okurlarım, belli ki AKP'nin yapacağı Anayasa değişikliği yukarıda anlatmaya çalıştığım sakıncaları ortaya çıkaracak.
Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik sosyal hukuk devlet özellikleri ve üniter yapısı tehlike altına girmiş olacak.
* * *
Bu tehlikeli gidişten kurtulmanın tek bir yolu var. Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye sahip çıkmak! Cumhuriyetçi, halkçı güçleri sandıkta iktidara taşımak. CHP'de birleşmek...
...Yanılıyor muyum?...
(Haber Ekspres, 9 Mart 2010)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder