Ömer Dinçer...
Kimdir Ömer Dinçer?...
Göçük altında kalan ve hayatını kaybeden madenciler için "güzel öldüler" diyen kişi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ilkelerinin değiştirilmesi gerektiğini savunan kişi...
Bakın Ömer Dinçer 1995 yılında ne demiş:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğu sırada ortaya atılan Cumhuriyet ilkesinin zayıfladığını ve işlevini kaybettiğini görüyoruz. Halk için ve halk adına yönetim diye tabir edilen Cumhuriyet kavramının aslında artık bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini söylememiz de mümkündür. Türkiye'de Cumhuriyet ilkesinin yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin İslam ile bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Böylece Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerine; daha çok katılımcı, daha ademi merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi sorumluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum." (Not: Alıntıdaki anlatım bozuklukları bana ait değildir. Dinçer'in basına yansıyan sözlerini aynen aktardım.)
Ömer Dinçer, intihal suçu işlediği YÖK tarafından saptanmış kişi...
2005 yılında YÖK Genel Kurulu, Ömer Dinçer hakkında İşletme Yönetimine Giriş isimli kitabında aşırma (intihal) yaptığı gerekçesiyle, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası vermişti. 2008'de Ankara Birinci İdare Mahkemesi "intihal gerçekleşmiştir" hükmü ile YÖK'ün "intihal" yapıldığına ilişkin verdiği karara Ömer Dinçer'in yaptığı itirazı reddetmişti.
* * *
İşte Ömer Dinçer'in "yükselme" ve "aklanma" süreci...
22 Temmuz 2007 milletvekili genel seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak seçilen Dinçer, 1 Mayıs 2009 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na atandı.
23 Aralık 2010 tarihinde yapılan YÖK Genel Kurulu'nda beş yıl önce yapılan "intihal itirazı" gündeme getirildi ve oy çokluğuyla cezanın kaldırılmasına karar verildi.
Böylece YÖK, Ömer Dinçer'i hem intihal suçundan aklamış, hem de öğretim üyeliğinden çıkarma cezasını kaldırmış oldu...
Dinçer, 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimlerinde İstanbul'dan tekrar milletvekili seçildi ve Milli Eğitim Bakanı olarak atandı...
* * *
Şimdi sormak istiyorum...
Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Eğitim Bakanlığı'na atanacak kişinin yukarıdaki özelliklere mi sahip olması gerekiyor?...
AKP, bir taraftan "ileri demokrasi" söylemini ön plana alırken diğer taraftan bir dört yıl daha Milli Eğitimi bu özellikteki kişilere teslim etmekte hiç sakınca görmemekte...
Demokrasiyi; hele hele ileri demokrasiyi, çağdaşlığı, insan haklarını dilinizden düşürmüyorsunuz. Ama demokratik, laik sosyal hukuk devletinin ulus, üniter ve laik yapısını yaşatacak olan "Milli" Eğitim'de görev yapan öğretmenleri ve onların yetiştirecekleri öğrencileri, Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkesinin işlevsizleştirilmesi hedefinde sorumluluk taşıyanlara emanet ediyorsunuz.
Ustalık döneminin ileri demokrasisi bu olsa gerek!
* * *
Değerli okurlarım, sizce çağdaşlık, "Türkiye Cumhuriyeti'nin ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin değiştirilmesi sorumluluğu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum" diyenlerin şekillendireceği eğitimle mi gerçekleşir?
Yoksa "Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluş ve kuruluş felsefesiyle fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir gelecek yetiştirme sorumluluğuna sahibim" diyenlerin şekillendireceği eğitimle mi?..
(Haber Ekspres, 11 Temmuz 2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder