13 Ağustos 2011

MEŞRUİYET TARTIŞMASI - ZAFER YAPICI

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, son günlerde Ortadoğu coğrafyasının geleceğini yakından ilgilendiren tartışmalı sözler söylüyor.

11 Temmuz 2011 tarihli sözleri 12 Temmuz 2011 tarihinde yerli ve yabancı basına aşağı yukarı aynı manşetle taşındı: “Esad Artık Meşru Değil”!

Açıklamanın detayına indiğimizde Hillary Clinton’un Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın artık meşruiyetini yitirdiğini net biçimde ifade ettiğini anlıyoruz. Şöyle diyor ajanslar: “ABD ve İngiltere büyükelçilerinin önceki gün devlet başkanı Beşar Esad yanlılarının saldırısına uğramasının ardından Washington yönetimi şimdiye kadar en sert çıkışı yaptı. ‘Esad vazgeçilmez değildir’ dedi”.

Biri de çıkıp bu yaklaşımı sorgulamadı.

Biri de çıkıp Bayan Clinton’a, “sen kimsin ki tıpkı senin devletin gibi bağımsızlığa sahip bir devletin yönetiminin meşruiyet sahibi olup olmamasına karar veriyorsun” demedi.

Türk Dil Kurumu sözlüğünde meşruiyet sözcüğü geçerli olma durumuyla açıklanır.

Yani Bayan Clinton, tek taraflı olarak yaptığı bir açıklamayla uluslararası hukuka göre kendi devletiyle eşit hak ve yükümlülüklere sahip bir devletin yönetimini “geçersiz” ilan etme hakkını kendinde görüyor.

Aynı mantıkla giderse, canı sıkılırsa bir gün bizim ülkemizin meşru hükümetini de “geçersiz” görme hakkını kendinde göremez mi?

Hillary Clinton “Esad’ın iktidarda kalması için kesinlikle yatırımda bulunmadık” dedi bir de. İktidarda kalması için para aktardığımız birinin devrilmesini destekleyecek kadar aptallık yapmıyoruz demek istedi iç kamuoyuna.

Buradan “iktidarda kalmaları için ABD’nin yatırımda bulunduğu” devlet yönetimleri bir sonuç çıkarmışlar ve rahatlamışlardır…

* * *

Sonra Bayan Clinton Türkiye’ye geldi.

Ne için?

Çok şey için.

32 ülkeden 40 delegenin ve Clinton’un meşru yönetim olarak Libya’ya atadığı Ulusal Geçiş Konseyi temsilcilerinin katıldığı Libya Temas Grubu toplantısı için.

Toplantıda Libya lideri Muammer Kaddafi’ye karşı isyancı gruplara daha fazla diplomatik ve finansal destek sağlanması konusunun ağırlıklı olarak ele alındığı ve isyancıların ülkenin meşru gücü olarak tanındığı söyleniyor.

Toplantının “Kaddafi’nin İpini İstanbul'da Çektiler” başlıklarıyla yerli ve yabancı basında manşetlere taşınması rastlantı değil!

Clinton, Libya Temas Gurubu toplantısının ardından Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile de görüştü.

Clinton, riskleri nedeniyle çok tartışılan Füze Savunma Sistemi’ne Türkiye’nin ev sahipliği yapmasını uygun gördüğünü söyledi. Davutoğlu “Sisteme ev sahipliği yapmaya uygun bakıyoruz dedi”.

Clinton, “Ruhban Okulu’nun açılmaması büyük eksiklik” dedi. Davutoğlu kafa salladı.

Clinton, Türkiye’ye desteğimiz kaya gibi sert” dedi. Davutoğlu, bu kaya gibi sert desteği neden PKK terörüyle mücadelemizde göremedik diyemedi.

Clinton, turkuaz (Türk mavisi) renkli kıyafetiyle Erdoğan ile de görüştü. Clinton’un turkuaz renkli kıyafeti, medyada Clinton’un Türkiye’ye “kaya gibi” desteğinin en somut göstergesi olarak yorumlanıyor!!!

* * *

Bayan Clinton büyük bir özgüvenle mecliste grubu bulunan siyasi parti liderleriyle görüşme taleplerinde bulundu.

Bu talepleri BDP ve CHP kabul ettiler.

Clinton-Demirtaş-Kışanak ve Clinton-Kılıçdaroğlu görüşmeleri gerçekleşti. Görüşmeye ABD’nin bölge politikalarına karşı en sert muhalefeti yürüten Onur Öymen’in yerine, YCHP’nin yeni dış politikasını yürütmek üzere YCHP yönetimine taşınan Faruk Loğoğlu ve Osman Korutürk de katıldı.

MHP lideri Devlet Bahçeli Clinton ile görüşme yapmayı reddetti. Bu durumun da bir “meşruiyet krizine” dönüşebileceği kaygısıyla olacak görüşmeye TBMM Başkanvekili ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener’i gönderdi.

Clinton’un Bahçeli’nin yerine Akşener’in görüşmeye gitmesini ABD’nin yaşamsal çıkarına yönelik bir tehdit olarak görüp görmediği, eğer görüyorsa Clinton’un hangi gün “Bahçeli meşruiyetini yitirdi” açıklamasını yapacağı merak konusu...

(18.07.2011 Haber Ekspres)

Hiç yorum yok: