18 Şubat 2013

BAYKAL’IN KONUŞMASI- ZAFER YAPICI

Değerli okurlarım, geçtiğimiz haftanın en önemli olaylarından biri CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’ın yaptığı grup konuşmasıydı. Ancak ne yazık ki, CHP tarihinde bir kilometre taşını oluşturan konuşmayı medyamız pek görmedi; göstermedi. Baykal’ın konuşmasında iki nokta dikkat çekti. Birincisi Baykal konuşması sırasında CHP’nin ideolojik dönüşümü hakkında oldukça net açıklamalarda bulundu, tepkilerini ortaya koydu. İkincisi, Baykal açıklamalarını, CHP’nin bütünlüğüne zarar vermemek için son derece dengeli bir biçimde yaptı. Gelin bu konuşmayı ana hatlarıyla bu yazımızda birlikte irdeleyelim… * * * Baykal öncelikle Türkiye’nin temel siyasal kimliğinin özellikle son beş yıldır ciddi bir şekilde sarsıldığını söylüyor. Türkiye’nin büyük güçlerin küresel oyunlarına uygun olarak yeni bir kalıba döküldüğü görüşünde… Bu kalıp yeni değil. ABD’de Yeşil Kuşak Projesi bağlamında SSCB’yi çevrelemek amacıyla Türkiye’nin kullanabileceği görüşü on yıllar önce popülerdi. Türkiye, ABD’de Carter döneminden başlayarak ABD çıkarlarına karşı ılımlı bir kimlikle tanımlanmak istendi, önce Ortadoğu sonrasında da Türki cumhuriyetler için modelleştirildi... Baykal da bir Türkiye modeli vizyonu ortaya koyuyor konuşmasında. Ancak bu vizyon, batının Türkiye’yi sürüklemek istediği çizgiden oldukça farklı. CHP’yi laiklik, demokrasi, kadın erkek eşitliği konusunda öncü bir siyasi hareket olarak tanımlıyor. Bugün Ortadoğu’da özgürlük yönünde bir dönüşüm yaşanmasının, AKP’nin değil, CHP’nin çizgisinin; Atatürk’ün bağımsızlıkçı ve modernleştirici çizgisinin izlek olarak alınmasıyla mümkün olacağını ortaya koyuyor… Bu noktada Baykal CHP üzerine oynanan oyunlara dikkat çekiyor. “CHP’nin ne olduğu bellidir. Programı vardır, bir ve bütündür. Ulusalcılar, yenilikçiler var sözlerini reddediyorum. Bütün CHP’liler ve milletvekilleri hem ulusalcı hem de yenilikçidir. Ulusalcı olmadan CHP’li olunmaz…” diyor. CHP’nin tarihi misyonunun sürdüğünü, bu çerçevede ideolojik bağlamda bağımsızlıkçı bir rotadan şaşmaması gerektiğini netlikle ortaya koyuyor. Olması gerekeni ifade ediyor. CHP’nin ideolojik dönüşümünü gerçekleştirmeye çalışanların sorunlarının sadece CHP’nin milliyetçilik ilkesi olmadığının farkında Baykal. CHP’nin sosyal adaletçi çizgisinin de hedefte olduğunu ifade ediyor. Şöyle diyor Baykal: “CHP emeğin yanındadır, ezilenin mağdurun yanındadır. Tekellerin yanında değildir, büyük sermayenin elinde değildir. Kendisini ticari egemen güç haline dönüştürmek isteyenlerin partisi değildir.” Bu sözleri, “CHP bu noktaya dönüştürülmemelidir” şeklinde de okuyabiliriz… Baykal yargının siyasallaşması konusunda da oldukça açık eleştirilerde bulunuyor. “Silivri yalanı artık herkes tarafından görünmektedir. Ortada bir kurgu, planlama ve bunlara uygun gereklilikleri yaratma ihtiyacı vardır. Silivri bir siyasi mimarlığın sonucudur” diyor Baykal. Baykal’ın CHP’nin günümüzdeki yönetimine Anayasa çalışmaları konusunda ciddi bir eleştirisi var. Baykal, CHP’nin Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na temsilci göndermesini AKP Anayasası’nın meşrulaştırılması konusunda tuzağa düşmek olarak niteliyor. “Bizler artık uzlaşma komisyonundan ayrılsak da AKP artık kendi isteğini dayatma imkanına kavuştu” diyor Baykal. Baykal, Türk kimliği konusunda geçtiğimiz aya damga vuran tartışmaya da değiniyor konuşmasında. Birgül Ayman Güler ile aynı şeyleri söylüyor. “Türk milleti etnik bir laf değil. Bu topraklarda hepimiz bir aradayız. Toplum hareketlenmiş ve herkes her yerde. Etnisite gibi feodal bir yapıya dayalı bir anayasa kabul edilebilir mi? Yüzyıldan beri biz Türkiye Cumhuriyeti olarak yaşıyoruz. Her şey olsun ama millet Türk olmasın yanlış bir düşüncedir” diyor. * * * Değerli okurlarım, görülüyor ki Baykal’ın görüşleri üzerine düşünmek, sadece CHP’nin değil Türkiye’nin de geleceği üzerine düşünmek anlamına geliyor. (Haber Ekspres Gazetesi-18.02.2013)

Hiç yorum yok: