25 Mart 2013

DENİZ BAYKAL’IN SAKARYA KONUŞMASI GÜNDEMİNİ KORUYOR…- zafer yapıcı

Bugünlerde Türk milleti olarak ihtiyaç duyduğumuz şeyleri Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanı iken Sakarya İl Kongresinde yaptığı konuşmada buluyorum. Bu nedenle konuşma metnini siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim. İşte o konuşma metni: Ben size baktığım zaman sizlerin şahsında; Türkiye’de, dünyada ilk kez emperyalizme karşı bir mücadeleyi; Ulusal Kurtuluş Mücadelesini başarıya ulaştırmış olan insanları görüyorum. Sizler o zaman doğmadınız bile. O zaman belki hiç biriniz yoktunuz ama hiç önemli değil; hiç önemli değil. Ben bugün en genç CHP’li kardeşime bakarken bile onu Mustafa Kemal’in yanında Ulusal Kurtuluş Savaşı veren bir insan olarak görüyorum. Sizlere baktığım zaman ben; Sevr Antlaşmasını imzalayanları değil, onları yırtıp atanları, Lozan’ı yapanları görüyorum. Ben sizlere baktığım zaman dünyanın en güç döneminde ulusal bağımsızlığımızı gerçekleştirip, çağdaş bir devlet oluşturma doğrultusunda çok büyük çabalar harcamış olan o büyük Kuvva-i Milliyecileri görüyorum. Atatürk devrimcilerini görüyorum. Türkiye’yi çağdaş bir toplum haline getirmek için yasa yapanları, kurum yapanları, ilke ortaya koyanları görüyorum. Köy Enstitülerini kuranları görüyorum. Halk Evlerini kuranları görüyorum. Eğitim hamlesi yapanları görüyorum. Kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirenleri görüyorum. Türkiye’yi; yoksul Türkiye’yi ayağa kaldırmak için büyük ekonomik atılımlar planlayanları görüyorum. Anadolu’yu dört bir taraftan demir ağlarla örenleri görüyorum. Onları planlayanları görüyorum. Demir yollarını döşeyen işçileri görüyorum. Türkiye’nin bağısızlık ruhunu görüyorum. Ben size baktığım zaman; Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti ile bu dünyada, bu coğrafyada ilk kez bir Müslüman toplumun demokratik bir atılım yapabileceğini kanıtlamış olan insanları görüyorum. İslamiyet’in kutsal bir inanç olarak her birimizin inancında, bedeninde, ruhunda bir yanda yaşarken bir yanda da kadın-erkek eşitliğinin, bir yanda da demokrasi anlayışının, bir yanda da laik bir devlet düzeninin bir arada gerçekleştirebileceğini ortaya koyanları görüyorum. Türkiye’yi demokrasiye taşıyanları görüyorum. İktidarını halk oy vermedi diye gönül huzuruyla benim iktidarda olup olmamam önemli değil, yeter ki Türk Halkı neyi isterse o olsun. Kimi isterse o iktidar olsun diye büyük bir alçak gönüllülükle Milli Mücadeleyle geldikleri iktidar noktasından elinde çantası, şapkası ve paltosuyla ağır ağır yürüyerek Çankaya’dan aşağı inen İsmet Paşa’yı görüyorum. Arkadaşlarını görüyorum. Sizler busunuz değerli arkadaşlarım. Hiç biriniz yaşamadınız belki bu günleri, hiç biriniz o günlerde hayatta değildiniz belki ama hiç önemli değil, hiç önemli değil. Siz Atatürk’sünüz. Siz İsmet İnönü’sünüz. Siz Türk devriminin şanlı, onurlu geçmişisiniz. Türkiye’yi Türkiye yapanlarsınız. Demokrasiyi gerçekleştirenlersiniz. Türkiye’de emeğin hakkını koruyacağım diye ortaya atılanlarsınız. Emek diye ilk kez konuşan insanlar sizsiniz. Sendika diyen insanlarsınız. Demokratik sol diyenlersiniz. Sosyal demokrasi diyenlersiniz. Böyle söylediğiniz için Moskova’ya Moskova’ya diye tepki gösterilenlersiniz. Sosyal demokrasinin vatansever olduğunu, Sosyal demokrasinin inançlara saygı göstermek olduğunu, Sosyal demokrasinin emeğe saygı göstermek olduğunu, hukuka saygı göstermek olduğunu ilk kez öğretensiniz. Öğreten… Ve siz 12 Martlarda cezaevlerinde hesap vermeye çağrılanlarsınız. Siz 12 Eylüllerde Zincirbozanlara sürülenlersiniz. Merkez komutanlığında gözaltına alınanlarsınız. Siz Türkiye’de Atatürk ilkelerine, sosyal demokrasiye inandığınız için, hizmet ettiğiniz okuldan bambaşka yerlere sürülen insanlarsınız. İşlerine son verilenlersiniz. Emeğiyle oynanan insanlarsınız. Haksızlığa maruz bırakılanlarsınız. Mağdur olan insanlarsınız. Demokrasi mağdurusunuz. Onur mağdurusunuz. Şeref mağdurusunuz. İnanç mağdurusunuz. Sizlere baktığım zaman ben bunları görüyorum. Türkiye’nin onurlu tarihini görüyorum. Şerefli tarihini görüyorum. Türkiye’nin özünü görüyorum. Türkiye’nin onurlu geçmişini görüyorum. 1 Martta işbaşındakiler 65 bin yabancı askeri getirip Türkiye’nin en hassas coğrafyasına yerleştirmeye kalktığı zaman; Türkiye’yi bir kardeş kavgasına sürükleyebilecek olan yanlışlıkları yaptığı zaman sizler “olmaz öyle şey” diyen; buna karşı çıkan, Türkiye’yi terör batağına sürüklenmekten alıkoyan insanlarsınız. Onlar sizsiniz. Sizsiniz. Her biriniz o gün parlamentodaydınız. Her gün o kalkan ellerin içinde siz de vardınız. Sizler sadece Türkiye’nin onurlu geçmişi değil, sizler Türkiye’nin aydınlık geleceğinizsiniz. Aydınlık geleceğimizsiniz. Aydınlık geleceğimizsiniz. Türkiye’nin yarınısınız. Türkiye’nin gelecekteki aydınlık günlerinin sahibi ve gerçekleştirici insanlarsınız. Ben böyle görüyorum. Ben sizin öyle olduğunuzu düşünüyorum. *** Değerli okurlarım, geçtiğimiz on yıl içinde hangi lider Deniz Baykal gibi hem partilisine hem de kamuoyuna Türk milletinin ihtiyaç duyduğu böyle bir konuşmayı yapmıştır? Hele yaşadığımız bu ortamda… Peki, Türk milleti olarak çağdaş cumhuriyetimizin çocukları ve torunları için biz ne düşünüyoruz?... Geleceğimiz için?... Atatürk’ün kurtuluş ve kuruluş felsefesiyle kurduğu cumhuriyetin; demokratik, laik sosyal hukuk devletinin ulus ve üniter yapısına, ilkelerimize, devrimlerimize, geleceğimize Türk milleti olarak hep beraber sahip çıktığımızı haykırmalıyız… Tıpkı Deniz Baykal gibi… Düşüncelerimizi paylaşıp geleceğe yön vermeliyiz. Daha da geç kalmadan… (HABER EKSPRES GAZETESİ 25-03-2013)

Hiç yorum yok: