26 Ağustos 2013

AK SARAY İÇİN ATATÜRK’ÜN ESERİ YOK EDİLİYOR- ZAFER YAPICI

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, bu sene bayram sonrası tatilini Bodrum’un Torba ve Güvercinlik koylarında geçirdi. Buralarda gördüğü çarpıklıkları bürokratlara tek tek not ettirdi. Erdoğan, “Bu kadar vicdansızlık olmaz. Yapılaşmalar denize kadar girmiş. Kıyı kenar çizgisi filan hak getire. Neredeyse denize düşecekler. Çevre Bakanı ve ekibiyle Torba ve Güvercinlik koylarını gezdik. Durum felaket. ‘Çevre çevre’ diyenlerin çevre duyarlılıklarını gördük. Tutanaklar tuttuk. Bütün sahil bandını denetleyeceğiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kendi açısından, Kültür ve Turizm Bakanlığı kendi cephesinden, İçişleri Bakanlığı belediyeler boyutundan bakacak. Kıyı kenar çizgisi incelemesi yapılacak. Belediyeler bu inşaatlar yapılırken neredeymiş, nasıl izin vermişler anlamak mümkün değil. Haklarında dava açılabilir, gerekirse de görevden almalar olabilir. Denetimler ve cezai işlemlere hemen başlıyoruz. Valilikler kolluk güçleri verecek. Yıkımlara başlayacağız”. Başbakanın açıklamalarının ardından akla hemen şu sorular geliyor. Sayın başbakan, on bir yıldır kesintisiz iktidarsınız. Daha önce nerelerdeydiniz?... Zehirli varillerle, asbestli gemilerle, siyanürle hepimiz zehirlenirken, orman arazilerinin önce “vasıfsızlaştırılıp” sonra satılmasıyla “lüks villalı” orman talanları yaşanırken nerelerdeydiniz?... Atatürk Orman Çiftliği’nin ortadan kaldırılması kararını Mısırlı cunta lideri Sisi mi verdi? Üç bloktan oluşacak toplam 150 bin metrekarelik pentagon tipi ak sarayınız ve 12 kilometrelik 8 şeritli gidiş geliş yolunuz için 10 bin ağacı Irak Başbakanı Maliki mi kestirdi? Sanki Ankara’da başka uygun alan kalmamış gibi Atatürk Orman Çiftliği’ne stadyum ve spor tesisi yaptırma kararını Beşar Esad mı aldı? Bunlar olurken nerelerdeydiniz?... Sayın Başbakan, Bodrum’da kıyı gezintisi yaparken yapılan talanları görüp dehşete düştünüz. Haklı olarak “çevre çevre diyenlerin çevre duyarlılıklarını gördük” diyerek gerekli yasal işlerin hemen başlatılmasını istediniz… İyi de AKP iktidarının çevre duyarlılığını hiçe sayarak yaptığı orman talanları ile ilgili yasal işlemlerinin yapılmasını neden hiç düşünmediniz? Sizin deyiminizle, “bu kadar da vicdansızlık olmaz ki”… * * * 40 kişinin bir saatte havaya bıraktığı karbondioksiti yetişkin bir çam ağacı 1 saatte oksijene dönüştürür. 1 hektar çam ormanı havadaki 36.4 ton tozu süzer ve 30 ton oksijen üretir. Yetişkin bir kayın ağacı kökleriyle 10 ton su tutabilir. Büyük bir kayın ağacı, 72 kişinin bir günlük oksijen ihtiyacını karşılayabilir. Ağaç ve ormanlar oksijenimizin 2/3’sini üretmektedir. Yani oksijen fabrikasıdır. Çam ormanlarının oksijen üretimi yılda hektar başına 30 ton, yapraklı ormanların oksijen üretimi 16 ton, tarım bitkilerinin oksijen üretimi 3-10 tondur. Ormanların önemi ortada. Bu yüzden var olanı korumakla yetinmemeliyiz. Geçmişte orman yangınlarında kaybettiğimiz yaşam kaynaklarımızı göz ardı etmemeliyiz. Yeni orman sahalarımızı hızla çoğaltmalıyız. Bu bilinci hızla yaymalıyız. *** Değerli okurlarım, yukarıda açıklamaya çalıştığım başta insan olmak üzere yaşayan tüm canlıların yaşam kaynağı olan ormanların, ağaçların ortadan kaldırılmasını umursamayan bir iktidar var ortada. Bu iktidarın baş¬ba¬kan yar¬dım¬cı¬sı Be¬kir Boz¬dağ, CHP’¬li Se¬la¬hat¬tin Karaahmetoğlu’nun so¬ru öner¬ge¬si¬ne ver¬di¬ği ce¬vap¬ta, Atatürk Orman Çiftliği’nde yol çalışması için 10 bin ağa¬cın sö¬kül¬dü¬ğü¬nü doğruluyor. Ne hazin… Bu hazin durumu yaratanlara; “insan-insan çelişkisi” üzerinden “insan-doğa çelişkisini” şuursuzca büyütenlere bir ders vermeliyiz. Toplumsal değişmenin yönünü “insanlığa” çevirmeliyiz. Yozlaşma ve talanların hesabını “insan” adına olduğu gibi, “doğa” adına da sandıkta Türk Milleti olarak AKP’den sormalıyız… Ağacı, yeşili, ormanı kısaca yaşamı betonlaşmaya feda eden AKP anlayışını tüm milletimiz görmelidir. Atatürk’ün tüm yapıtlarını tek tek ortadan kaldırmak için seferber olan AKP Hükümeti ve onun başı Erdoğan şimdi de “beyaz” saray özentisi için on bin ağacı ve bir o kadar da çiçek, böcek, arı, kelebek, sürüngen, sincabı; kısaca ormanda yaşayan canlıları ölüme terk etmiştir. Sadece bir özenti yüzünden; belki de sadece Atatürk’ün mirasını, yapıtlarını ortadan kaldırmak için… * * * Değerli okurlarım, Erdoğan’ın bu tutum ve davranışına verilecek en anlamlı cevap Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerinde gizli… Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi açış konuşmalarında, doğal varlıklarımız olan ormanların korunması; dengeli ve tekniğe uygun şekilde işletilmesine yönelik konulara da yer vermiştir. Henüz 1 Mart 1922 tarihinde birinci dönem üçüncü yasama yılı konuşmasında, ormancılığın kurallarını şöyle ortaya koymuştur: “Gerek tarım, gerek memleketin varlık ve genel sağlığı konularında önemi kesin olan ormanlarımızı da modern önlemlerle iyi duruma getirmek, genişletmek ve en yüksek faydayı sağlamak da önemli kurallarımızdan biridir.” “Ormansız bir yurt, vatan değildir.” M. Kemal Atatürk “Yeşil görmeyen gözler, renk zevkinden yoksundur. Burasını öyle bir ağaçlandırın ki, kör bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu anlasın.” M. Kemal Atatürk “Uygarlığın temelinde var olanların arasında ağaç, çiçek ve yeşillik bulunmaktadır. Bunlar olmadan uygarlığın korunması mümkün değildir. Yeşillikle her şey tamamlanır; gözle görünür bir rahatlama, elle tutulur bir gelişme içine girilir.” M. Kemal Atatürk * * * İşte Cumhuriyeti kuranların doğaya ve insana bakış açısının AKP’yi kuranlardan farkı... (26.08.2016- HABER EKSPRES GAZETESİ) Zafer Yapıcı

Hiç yorum yok: