16 Aralık 2013
Rızanın İmalatı- Zafer Yapıcı
Rıza sözcüğünün anlamı Türk Dil Kurumu Büyük Sözlüğü’nde razı olma, isteme, istek olarak belirtilmiş.
Kabullenmek, onamak, tasvip etmek demek rıza göstermek…
Bir insan neye ve niçin rıza gösterir?
Önüne getirilen şeye. Önüne getirilen şey onun istediği şey ise.
Önüne getirilen şey bir somut varlık da olabilir. Bir ideal de. Bir his de…
Peki, önüne getirilen şey onun gerçekte istediği şey değilse?
Bu durumda kişiden normal olarak beklenen, tepki vermesi ve karşı çıkmasıdır.
İyi de kişi istemediği, razı olmadığı şeylere de rıza gösterebilir mi? Rıza, rasyonel bir değerlendirme çerçevesinde verilmemesi gereken durumlarda üretilebilir bir davranış biçimi midir? Sosyoloji ve psikoloji literatüründe çok tartışılmıştır bu konu.
“Rızanın İmalatı” (Manufacturing Consent) kavramsallaştırması merkezinde yapılıyor bu tartışmalar.
Bu kavramı ilk kez Walter Lippman 1922 tarihinde ilk baskısını yapan “Kamu Oyu” adlı kitabında kullanmış. Daha sonra Noam Chomsky ve Edward Herman 1988 yılında birlikte kaleme aldıkları yapıtlarında kavramı geliştirmiş.
Chomsky ve Herman’ın eseri, devletlerin ve şirketlerin, insanların normalde karşı çıkabileceği davranışlara olumlu bakmalarını veya tepkisiz kalmalarını nasıl sağladıklarını tartışmaya açıyor. Rızanın imalatı konusunda propagandanın işlevini vurguluyor. Özel olarak da medya kuruluşlarının devlete hakim olan gruplarla ilişkileri üzerinden rızanın imalatını sağlayan aygıtlar haline geldiğini kanıtlıyor.
İnsanların ihtiyaç duymadıkları şeylere ihtiyaç duyduklarını sanmaları, istemedikleri şeyleri istiyormuş gibi hissetmeleri, kabul etmeyecekleri şeylere rıza göstermeleri mümkün diyor yazarlar. Bu davranış biçimi üretilebilir diyorlar.
“Şaşkın sürünün” kitle yönlendirmesi ve yönetilmesi ile rızalarının sağlanmasının olanaklı olduğunu tartışıyorlar.
Bir çiçeğin gelişebilmesi için verimli bir toprak yapısına, suya ve uygun iklim koşuluna ihtiyaç vardır, değil mi? Düşünce de bir çiçekse eğer, onun toprağı düşünce özgürlüğüdür. Suyu ve iklimi ifade özgürlüğüdür. Susuz ve uygun iklimde yetiştirilmeyen bir çiçek nasıl solarsa, farklı düşünceler, düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ortamlarda var olamazlar.
İnsanın düşüncesi de ona aktarılan bilgiler tarafından belirlenmez mi zaten? Varlığından haberdar olmadığımız bir şey ile ilgili nasıl fikir yürütebiliriz ki?
İşte medya bu noktada önemlidir. Medyanın özgür olmadığı yerde sadece ifade özgürlüğünden değil, düşünce özgürlüğünden de söz edilemez.
Medyanın iktidar tarafından biçimlendirilmesi, rızanın imalatını sağlamak içindir. Oysa demokratik bir tavır, rızayı üretmekten değil onu özgür bırakmaktan geçmektedir…(HABER EKSPRES GAZETESİ-16.12.2013)
Zafer YAPICI
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder