24 Kasım 2014

KILIÇDAROĞLU'NUN MİTİ - ZAFER YAPICI

Değerli okurlarım, 21 Kasım 2014 tarihinde Hürriyet Gazetesi'nde Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok ilginç bir röportajı yayınlandı. Röportajı ilginç kılan şey, Kılıçdaroğlu'nun devlet mekanizmasının işleyişi ile ilgili kritik bir iddiada bulunmasıydı. Gelin röportajda yer alan kilit cümleleri aynen aktaralım... "...MİT'in içindeki bir kanatla beraber CHP içinde operasyon yapmaya çalışıyorlar. Bu tuzağa da hiçbir CHP'linin düşmemesi lazım. Başta da kendini 'Ulusalcı' olarak tanımlayan arkadaşların düşmemesi lazım. O tezgah kuruluyor AKP'nin derin devleti tarafından..." "...CHP ile ilgili verilen talimatlardan biri şöyle: 'CHP Alevilerin ve Kürtlerin partisidir' algısını yerleştirmek için mücadele edecekler, bu çabayı gösterecekler. Önümüzdeki günlerde bu çok yoğun olarak gündeme getirilecek, AKP'nin derin devletinin izlediği politika bu..." * * * Haydi Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin yapıçözümünü yapalım. Kılıçdaroğlu açıkça bir komplo teorisini seslendiriyor. Bu teoriye göre Ulusalcılar, hükümetin bir uzantısıymış gibi sunulan devletin istihbarat teşkilatı ile işbirliği halinde partiyi dinamitleme potansiyeline sahip tehlikeli mahlukatlar... Her türlü derin ve pis işin içinde bu Ulusalcılar var. Dersim de Dersim deyip Atatürk ile hesaplaşanlar hep Ulusalcılar. Mezhepçilik yapanlar hep onlar. ABD'nin her projesinin içinde yer alanlar. Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin kölesi haline getirilmesine yol açanlar. Atatürk'ün millet düşüncesini yerle bir edenler. Devletçiliğe en fazla karşı çıkanlar. Devrimciliği yok edenler. Halkçılığın sözünü bile etmeyenler. Neoliberal ekonomiyi savunan adamları baştacı yapanlar. Milliyetçiliği, Kürt milliyetçiliği olarak yeniden yorumlayanlar. Cumhuriyetin İkinci Cumhuriyet'e dönüştürülmesine hiç ses çıkartmayanlar, meydanlara inmeyenler. Atatürk geçmişte kalmıştır, bugünün değerleri farklıdır diyerek onu dimağlardan silmeye çalışanlar. Altı ok çağdışıdır diyenler. Hep o kahrolası Ulusalcılar. Oysa Atatürk ilke ve devrimlerinden asla ayrılmayan, günümüzde bu ilkeler üzerine siyaset yapan kutsi bir yönetim var CHP'de. Kendini AKP ve HDP kalıntılarına teslim etmeyen, onlarla hesaplaşan bir yönetim var CHP'de. AKP'ye karşı Cumhuriyet değerlerini içselleştirmiş bir Cumhurbaşkanı adayı çıkaran bir CHP. Ah şu Ulusalcılar, bu zemzem suyu ile yıkanmış yönetimi, sanki ülkenin etnik ve mezhepsel hatlar boyunca bölünmesine destek veriyormuş gibi sunuyorlar. * * * İki soruyla yol alalım. Soru bir: Açılımın büyük mimarları kimlerdi? Oslo görüşmeleri kim tarafından gerçekleştirildi? Soru iki: (Y)CHP yönetimi söz konusu açılımın neresindeydi? YCHP'nin CHP'den farkı neydi? MİT'in başkanının mimarı olduğu açılımın muhalefetteki en büyük destekçilerinden biri (Y)CHP yönetimi olmamış mıydı? (Y)CHP'de dışlanan CHP ideolojisini sahiplenenler, yönetimlerini "açılıma" doğrudan ya da dolaylı desteklerinden dolayı eleştirmemişler miydi? O halde CHP'nin Aleviler ve Kürtlerin partisi olduğuna yönelik bir imaja sahip olmasında en büyük katkı şimdiki (Y)CHP yönetiminde değildi de kimdeydi? * * * Ortada bir sorun vardır. CHP, CHP olmaktan çıkmaktadır. CHP, CHP olmaktan çıkarılmaktadır. Ve CHP'yi CHP olmaktan çıkaranlar CHP'liler değildir. Bu durumda Kılıçdaroğlu, partisinin altı ilkesinden de biri olan Ulusalcılığı ötekileştirmek hedefiyle, Atatürkçü yazarlarını bir bir tasfiye etmesiyle ünlü bir gazete aracılığıyla yeni bir mit yaratmaya çalışırken, CHP'deki olası Mitlerin kimler olabileceği açığa çıkmıyor mu dersiniz?(HABER EKSPRES GAZETESİ-24.11.2014) Zafer YAPICI

Hiç yorum yok: