05 Ocak 2010

ÇAY-SİMİT HESABI - ZAFER YAPICI

Belki siz de duymuşsunuzdur...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2009'un sonunda televizyon kanallarında yayınlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, "...2010 yılını Türkiye'nin krizin etkilerinden tamamen arınacağı, büyüme enerjimizin yeniden artacağı, insanlarımızın yaşadığı sıkıntıların adım adım ortadan kalkacağı bir yıl olarak görüyoruz..." demişti...

Başbakan Erdoğan maaşlarla ilgili açıklamasını da şöyle sürdürmüştü: "...Bakınız net asgari ücret 2002 Aralık ayında 184 TL iken, 2009 Ekim ayında bu rakam 546 TL'ye
çıktı. Artış yüzde 168,5.

En düşük SSK emekli aylığı 2002 Aralık ayında 257 TL iken, 2009 Ekim ayında 633 TL. Burada da artış yüzde 146,1.

En düşük BAĞ-KUR esnaf emekli aylığı 2002 Aralık ayında 149 TL iken, 2009 Ekim ayında bu rakam 494 TL. Artış yüzde 232.

En düşük BAĞ-KUR çiftçi emekli aylığı 2002 Aralık ayında 66 TL iken, 2009 Ekim ayında 333 TL seviyesine kadar çıkıyor, artış yüzde 405,4.

En düşük memur emekli aylığı 2002 yılı Aralık ayında 377 TL iken, 2009 Ekim ayında 843 TL'ye yükseliyor, buradaki artış yüzde 124.

65 yaş aylığı 2002 Aralık ayında 24 TL iken, 2009 Ekim ayında 95 TL'ye yükselmiş, artış yüzde 287.

Muhtar aylığı, 2002 Aralık ayında 97 TL, 2009 Ekim ayında 334 TL. Burada da yüzde 242,5'lik bir artış var..."

* * *

Değerli okurlarım, Recep Tayip Erdoğan, 2002 Milletvekili Genel Seçimi sürecinde halkın alım gücünün nasıl zayıfladığını çay-simit örneği ile meydanlarda çok yalın bir biçimde anlatmış ve çok alkış almıştı...

Bakın Erdoğan, Türkiye 2002 Seçimleri'ne giderken neler söylemiş: "...Bir bardak çay 20 kuruş, bir simit 20 kuruş. Beş kişilik bir aile, üç öğün çayla ve simit yiyerek karınlarını doyurmaları halinde ayda 180 lira ödemek zorunda. Asgari ücret ise 184 lira. Bu insanlar kalan 4 lira ile diğer ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar? Sizin Allah'tan korkunuz yok mu? İnsafınız, vicdanınız yok mu?"

* * *

Şimdi 2010 yılındayız. Recep Tayip Erdoğan yedi yılı aşkın bir süredir Başbakan... Devletin sorumluluğunu taşıyor!

Bu devletin ülkesinde evine ekmek dahi götüremeyen; sayıları 5 milyon 287 bin olan işsizler var.

Her gün yatağa aç giren 400 bin kişi var.

Ürününü ekemeyen, ekse de değerini alamayan köylüler, çiftçiler var.

Gelecek kaygısıyla yaşayan gençler ve onların gelecek kaygısını paylaşan anne ve babalar var.

Sokaklarda yaşayanlar var.

Kimsesizler var.

Evden dışarıya çıkıp üretmek isteyen; ama çıkamayan engelliler var.

Siftah yapmadan dükkanlarında bekleyen ve sonunda kepenklerini kapatmak zorunda kalan esnaflar var.

Her geçen gün çarklarının dişleri teker teker duran sanayiciler var.

Haklarını alamayıp sokağa dökülen, biber gazlarıyla, coplarla susturulmaya çalışılan işçiler, memurlar, öğretmenler, eczacılar var...

İşleri ellerinden alınmak istenen tekel çalışanları, DDY çalışanları, itfaiyeciler var.

Göçük altında kalan madencilerimiz, ölüme aday tersane işçilerimiz var!

* * *

Bu insanlar umut beslediler. Demokrasi dediler. İnsan hak ve özgürlüklerine duyarlılık dediler. Hükümet bizi görür dediler. Bu sene olmazsa gelecek seneye hakkımızı verir dediler...

Ne bilsinler iktidarın demokrasi trenine binip makas değiştireceğini, insan hak ve özgürlüklerinin keyfi uygulamalarla yok edileceğini...

Umudun karşılığının cop, biber gazı ve gözaltı olduğunu sonradan öğrendiler...

Sonradan öğrendiler demokrasinin önce açılım olduğunu. Açılımın ise hiçbir zaman kendilerine ulaşmayacağını...

Açlık sınırının 778 lira, yoksulluk sınırının 2.533 lira olduğu bir yerde; askeri ücret 546 lira, en düşük SSK aylığı 633 lira, en düşük BAĞ-KUR çiftçi emekli aylığı 333 lira, en düşük memur emekli aylığı 843 lira, 65 yaş aylığı 95 lira, muhtar aylığı 334 lira ise...

2010 yılına girdiğimiz şu günlerde yoksulluğu bir de biz size açıklayalım dedik Sayın Başbakan. Hem de kendi verdiğiniz göstergeyi baz alarak!

Bugün en düşük fiyatla bir bardak çay 50 kuruş. Bir simit 50 kuruş. Beş kişilik bir aile, üç öğün çay ve simitle karınlarını doyurmaları halinde ayda 450 lira ödemek zorunda kalıyor Sayın Başbakan...

Bu hesaplamaya göre;

· Asgari ücret 546 lira. Çay-simit 450 lira. Elde kalan 96 lira,

· En düşük SSK aylığı 633 lira. Çay-simit 450 lira. Elde kalan 183 lira,

· En düşük BAĞ-KUR çiftçi emekli aylığı 333 lira. Çay-simit 450 lira. Elde kalan 117 TL borç,

· En düşük memur emekli aylığı 843 lira. Çay-simit 450 lira. Elde kalan 393 lira,

· Muhtar aylığı 334 lira. Çay-simit 450 lira. Elde kalan 116 lira borç,

· 65 yaş aylığı 95 lira. Çay-simit 450 lira. Elde kalan 355 lira borç.

Beş kişilik bir aile bir ay boyunca hangi ihtiyaçlarını karşılayacak Sayın Başbakan?

Sayın Başbakan, sizin 2002 yılında çay-simit hesabıyla çizdiğiniz o tablo neticesinde iktidara yaptığınız sitemi izin verin şimdi biz size milyonlarca yoksul adına yapalım...

"Sizin Allah'tan korkunuz yok mu? İnsafınız, vicdanınız yok mu?"...

* * *

Sayın Başbakan bugün emekliye verilecek zam oranını açıklayacaksınız. Kameraları karşınıza alıp, kılıfına uydurulmuş enflasyon rakamlarından söz edip, emekliyi "enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz" diyeceksiniz.

Oysa vereceğinizin bilmem kaç katını, kameraların karşısına geçip açıklayamadığınız fahiş geceyarısı zamlarıyla almaya başladınız bile. Eminiz ki almaya devam da edeceksiniz...

Yedi yılda halkın yararına ne değiştirdiniz?...

İktidara çay, simit hesabıyla geldiniz...

Görünen o ki, iktidardan çay simit hesabıyla gideceksiniz...

* * *

Atalarımızın bir sözü geldi aklıma: "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar..."

Saate bakıyorum. Yatsı çoktan geçti... Aldanma devri bitti.

...Pencereden görüyorum. Şimdi güneş doğmak üzere...

(Haber Ekspres, 5 Ocak 2010)

Hiç yorum yok: