12 Aralık 2011

ENERJİ POLİTİKAMIZDAKİ YANLIŞLAR SÜRÜYOR- ZAFER YAPICI


Değerli okurlarım, Türkiye bildiğiniz gibi enerji konusunda dışa bağımlılığı oldukça artan bir ülke konumunda.

Artık elektriğimizin bile büyük bölümünü yurt dışından gelen doğalgaz ile üretiyoruz.

Aynı durum Avrupa ülkeleri açısından da geçerli aslında.

Avrupa ülkeleri; Rusya Federasyonu, Hazar Havzası ve Ortadoğu’ya enerji açısından bağımlı.

Yani, büyük bir sanayi alanı anlamına gelen Avrupa Birliği ile enerji tedarikçisi ülkeler arasında bir geçiş hattı üzerinde Türkiye. İşte bu nedenle jeopolitik öneminin çok büyük olduğu Batı dünyasında da kabul ediliyor.

Bir başka ifadeyle, Türkiye enerji konusunda Doğu’yu Batı’ya bağlayan bir transit ülke konumunda…

Ve bu konumunu kullanarak, ekonomik bağlamda avantajlar elde edebilirdi…

* * *

Dikkat ederseniz geçmiş zaman kullandım.

Çünkü Türkiye Enerji Şartı Antlaşması’na taraf…

Türkiye transit ülke olup da Enerji Şartı Antlaşması’na taraf olan nadir örneklerden…

* * *

1991 yılında imzalanan, Türkiye’nin 2000’de taraf olduğu söz konusu antlaşmanın temel mantığı şu:

Bir tarafta enerji tedarikçisi devletler var. Örneğin Rusya Federasyonu, Türkmenistan, İran, Azerbaycan…

Diğer tarafta enerji ithalatçısı Avrupa ülkeleri…

Bu antlaşma iki devlet grubu arasındaki bir uzlaşı üzerine kurulmuş.

Uzlaşı noktası şu: Batı pazarına Doğu enerji kaynakları, aracıya maddi kaynak aktarımının en azda tutulduğu biçimde aktarılsın.

Bundan enerji tedarikçileri de enerji ithal eden Avrupa ülkeleri de kazançlı çıkacak. Çünkü taşımadan kaynaklanan maliyetler azalınca, enerji fiyatları da azalacak. Enerji fiyatlarının azalması enerji tüketicisi için olduğu kadar enerji üreticisi için de yararlı. Çünkü kardan tasarruf yapmadan ürün fiyatı azalmış olacak.

Peki, bu büyük uzlaşıda zarara uğrayanlar kimler olacak? Türkiye gibi enerji koridorunda olan ülkeler…

Antlaşma, antlaşmayı kabul eden transit ülkelerde, transit ülke yönetimlerinin geçişlerden gümrük dahil vergi almasının önüne geçiyor.

Üstelik durum sadece boru hatları için de geçerli değil.

Kömür taşıyan tırlardan bile transit vergisi alınamayacak.

Böylelikle Türkiye önemli bir vergi kaynağından daha vazgeçmiş oluyor…

* * *

Mantıklı olan transit ülkelerin böyle hükümler taşıyan bir anlaşmaya taraf olmamaları.

Zaten Türkiye dışında, transit ülke olup da bu antlaşmaya taraf olan ülke yok.

Türkiye, Avrupa Birliği ve ABD’nin baskılarıyla böyle hak yitimine yol açan bir antlaşmayı yürürlüğe koydu…

* * *

Bir diğer yanlış da Nabucco boru hattı konusu.

Nabucco bağlamında İran, Irak, Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan doğalgazının Türkiye ve Balkanlar üzerinden Avusturya’ya, Avusturya’nın terminal olduğu bir sistemle de Batı, Kuzey ve Güney Avrupa’ya aktarılması düşünülüyordu.

Türkiye konsorsiyuma büyük kaynak aktaran ilk devlet oldu.

Ancak Türkmen ve Kazak doğalgazının Nabucco’ya aktarılması 2007 yılında Rusya Federasyonu’nun bu ülkeleri zorlaması neticesinde suya düştü.

Bunun üstüne İran-AB ilişkileri ABD’nin devreye girmesiyle gerildi. İran doğalgazı da projeden fiilen çekildi.

Proje rotasındaki hiçbir Avrupa ülkesi boru hattı döşemezken, Türkiye bu konudaki yükümlülüklerini yerine getiriyor.

Kaynaklarımız, olmayacak bir proje kapsamında heba ediliyor…

Transit ülke olup bundan maddi çıkar sağlayamıyoruz. Üstüne üstlük, gerçekleşmesi imkansızlaşmış projelere kaynak aktarmaya devam ediyoruz…

Enerji politikamızı yürütenleri tebrik ediyoruz…

(hABER eKSPRES gAZETESİ- 12.12.2011)

Hiç yorum yok: