26 Aralık 2011

MEĞER SÖMÜRÜNÜN ADI ARAP BAHARIYMIŞ…- ZAFER YAPICI


Değerli okurlarım, geçtiğimiz günlerde Enerji Bakanı Taner Yıldız’dan ilginç bir açıklama geldi.

Yıldız, “Arap Baharı” sürecinin tam anlamıyla bir enerji savaşı olduğunu söyledi…

Enerji Bakanı Yıldız, Ortadoğu’da ‘Arap Baharı’ diye lanse edilen savaşın ve dokuz vatandaşımızın Akdeniz’de katledilmesinin gerçek nedeninin enerji kaynaklarının paylaşımı olduğunu ifade etti. Arap Baharı diye bilinen Orta Doğu’da yaşanan savaşın, söz konusu ülkelere demokrasi götürmek görüntüsü altında ülkelerin elindeki enerji kaynaklarının Batılı ülkeler tarafından paylaşılması anlamına geldiğini söyledi.

Günaydın Sayın Bakan!...

Daha düne kadar Arap Baharı’nı demokrasinin yeşerme süreci diye pazarlayanlar sizin partiniz ve sizin gibi düşünenler değil miydi?...

Ne oldu da şimdi Arap Baharı demokrasiye giden yol değil de enerji kaynaklarının elde edilmesine giden yol olarak telaffuz edilmeye başlandı…

Yeni mi farkına vardınız Sayın Bakan?...

* * *
Şimdi sormak istiyorum.

Irak işgal edilirken, enerji kaynakları talan edilirken, binlerce insan öldürülürken, bir milletin tarihi ve kültürü yok edilirken demokrasi neredeydi?

Neden o zaman da demokrasi sözleri yalandır; asıl hedef Irak petrolleridir diyemediler veya diyemediniz?...

Yoksa o günün şartları başka, bugünün şartları başka mıydı?...

Irak’ın işgalinde Bush, yüzyıl sürecek Haçlı Seferleri’ni başlattığını dünyaya ilan etmişti. Sizin bu Haçlı Seferleri’ne tepkiniz ne oldu?

İşte BOP’un eşbaşkanı Sayın Erdoğan’ın tepkisi:

“ABD’nin Irak’ta savaşan kahraman bay ve bayan askerlerinin en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri temennisi ile duacıyız.” (The Wall Street Journal/31 Mart 2003)

Sanırım demokrasi - pardon ileri demokrasi (!) anlayışı - bu olsa gerek!...

* * *

Değerli okurlarım, son olarak birilerinin çok hoşuna giden “Arap Baharı” safsatasını kimlerin çıkardığına ve bu sözlerin nasıl yayılıp uluslararası bir söyleme dönüştüğüne bir bakalım.

‘Arap Baharı’ kavramı aslında ilk defa 2005’te Ortadoğu’da kısa süren reform hareketleri için Amerikalı muhafazakarlar tarafından kullanılmıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan ayaklanmalar için ‘Arap Baharı’ ifadesini ilk defa Amerikan dergisi Foreign Policy kullandı. Derginin yazarı ve George Washington Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Marc Lynch 6 Ocak’ta Tunus’ta kendini ateşe vererek isyanın fitilini yakan genç işsiz Muhammed Buazizi’nin ölümünden iki gün sonra ‘Arap Baharı’ kavramını telaffuz etti.

Aslında Ortadoğu kavramının yapıçözümü bile bölgenin makus tarihini gözler önüne seriyor. Bilindiği üzere Ortadoğu kavramı da bir Batı icadıydı. Batı’dan bakarak üretilmiş bir kavramdı. Bugün bu bölgenin ülkeleri kendilerini, Batı’nın adlandırdığı bir biçimde tanımlamayı sürdürüyorlar.

“Arap Baharı” kavramını icat edenler, adını da kendilerinin verdiği Ortadoğu’yu şekillendirmeye devam ediyorlar kısacası…

Enerji Bakanı bunu yeni anlamış. Umarım AKP’nin diğer ileri gelenlerine de anlatır…

(Haber Ekspres Gazetesi- 26.12.2011)

Hiç yorum yok: