22 Nisan 2013
GENÇLİK VE SİYASET- ZAFER YAPICI
“Gençlik ve siyaset” konusundaki her tartışma, gençliğin siyasetin neresinde konumlandığı sorusunda düğümleniyor.
Gençliğin siyasetin neresinde konumlandığı sorusunun cevabı ise, siyasetin hangi anlayışa dayanarak inşa edilmekte olduğuna bağlı…
Ne yazık ki, genel olarak Türkiye’de siyaset, bizzat gençler tarafından gençlik odaklı olarak değil, genç olmayanlar / gençlik imajı çizmeye çalışanlar / gençliği sadece bir vitrin çalışmasından ibaret görenler tarafından gençliği dışlayarak inşa ediliyor.
Siyaseti kendi tekellerinde gören “profesyonel siyasetçiler” ülkemizde hala siyaset zemininde önemli bir yer tutmayı sürdürüyorlar. Bu siyasetçilerin “genç görünümlü” olanları bile, siyasetle ilgili tüm süreçlerde gençleri ya dışlıyorlar ya da kaba bir tabirle “kullanma” yoluna giriyorlar.
Kısaca gençliği “siyasetten uzak durma” ile “çanta taşıyıcılığı/amigoluk” arasında bir tercih yapmaya zorluyorlar…
Siyaseti basitçe kendi “işleri” olarak görüyor, “işlerine” müdahaleye karşı cephe almakta birleşiyorlar. Dahası siyasetin hangi kurallara göre işleyeceğini, siyasi görev dağılımlarının ne şekilde yapılacağını belirleme yetkisini kendilerinde görüyorlar.
İstisnalar elbette var. Ancak siyasi partilerde gençler, çoğunlukla bir yardımcı güç olarak tanımlanıp, ikincil işlerle görevlendiriliyorlar. Özellikle sağ siyasette gençlik, üst otoritelere itaat etmesi gereken yapılar olarak yorumlanıyor.
Doğaldır ki bu durum, siyasetçiler tarafından inşa edilen siyasi çıkar tasarımlarının içeriğine de yansıyor. Gençlik siyasette yeterince temsil hakkına kavuşmadıkça, gençliğin çıkarlarının siyaset sürecine eklenmesi olanaksızlaşıyor.
Böylelikle gençlik, siyaseti bir çözüm sahası olarak görmüyor, göremiyor.
Bu durumda siyaset kurumuna karşı daha da ilgisizleşiyor.
Gençliğin siyaseti bir çözüm sahası olarak görmemesi ve siyaset kurumuna karşı ilgisizliği “profesyonel siyasetçilerin” işine geliyor. Çünkü söz konusu ilgisizlik, siyasetin “profesyonel siyasetçilerin” etki sahasına daha fazla terk edilmesi anlamına geliyor.
Bir kısır döngüdür gidiyor anlayacağınız. Bu kısır döngünün kaybedeni hep gençler oluyor.
* * *
Peki, gençlik, siyaset bağlamındaki bu kısır döngüyü nasıl kırabilir?
Kuşkusuz siyasete küserek değil.
Aksine siyaset alanını sahiplenerek… Kararlı olarak…
Atatürk’ün Hitabeleri doğrultusunda fikir ve proje üretme yoluyla siyasetin merkezinde daha fazla yer edinmek için çaba göstererek… (HABER EKSPRES GAZETESİ- 22.04.2013)
Zafer YAPICI
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder