10 Haziran 2013

TÜRK GENÇLİĞİ BİRİNCİ VAZİFESİNİ YERİNE GETİRİYOR - ZAFER YAPICI

Değerli okurlarım, Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini ve Bursa Nutkunu kendine şiar edinen Türk Gençliği, Gezi direnişinde tarihte başka örneği görülmemiş bir tutum sergiledi… Gençler tüm anlaması gerekenlere bir mesaj vermek istediler. Davranışlarıyla, paylaşmalarıyla, ahlaklarıyla, sevgileriyle, duyarlılıklarıyla, sözleriyle, yazılarıyla, vücut dilleriyle, ses tonlarıyla, sevgi dolu bakışlarıyla, dinleme kültürleriyle, yaratıcılıklarıyla, baskılara boyun eğmeyişleriyle, üretkenlikleriyle, bilime ve teknolojiye önem vermeleriyle… Doğa, hayvan, insan sevgileriyle, birlikte kardeşçe yaşama istekleriyle, bayrak, vatan, millet vurgularıyla, Atatürkçü ruhlarıyla, yurtta barış cihanda barış şiarlarıyla… “Ben” değil “biz” deyişleriyle, olduğu gibi görünmeleri göründükleri gibi olmalarıyla, demokratik karakterleriyle… Nokta kadar menfaat için virgül kadar eğilmemeleriyle, cumhuriyete sahip çıkışlarıyla, yalakalığa ve yandaşlığa prim vermemeleriyle… Gençler, kendilerini anlamayanlara, anlamakta zorluk çekenlere kesin ve net bir biçimde mesajlarını vermişlerdir. İktidar ve Başbakan bu mesajı çok iyi okumalıdır. Özellikle, “On bir senedir konuşuyorsun dinleyen yok. Atam yetmiş beş senedir konuşmuyor. Herkes onu dinliyor”, “ Türk gençliği birinci vazifesini yerine getiriyor” mesajları işin özüdür. “Yüzde elliyi evlerinde zor tutuyorum” diyen Başbakanı havaalanında karşılamaya gelenler, “İzin ver gidelim, Taksim’i ezelim”, “Azınlık şaşırma, sabrımızı şaşırma”, “Bir işaretin yeter”, “Dik dur eğilme, bu millet seninle”, “Vur vur inlesin çapulcular dinlesin” diye sloganlar attılar… Başbakanın bu sloganlar karşısında görev, yetki ve sorumluluk bilinci içinde hareket etmesi gerekirken, “Dik durduk, dikleşmedik”, “ Bizim vandallıkla, kırıp dökmekle işimiz olamaz. Biz yapmayı biliriz”, “Biz bu günlere ya sabır diyerek geldik”, “Gazeteci, siyasetçi, sanatçıyım diyenler kışkırtıcılık yaptılar. Bu eylemlere, bu hukuksuz gösterilere derhal son verilmelidir. 76 milyon bu hukuksuzluğun karşısına dikileceğiz. Sizler ağırbaşlılıktan, vakarlıktan taviz vermediniz. Şimdi evlerinize döneceksiniz. Sokaklarda tencere ile değil, elinde bilgisayarla dolaşacaksınız. Siz Ortadoğu’nun, Balkanların örnek gençlerisiniz. Siz aldanmayacak, aldatmayacaksınız. Türkiye’nin yükselişini Allahtan başka kimse engelleyemez.” sözleriyle ortamı daha da germe ve ayrıştırma eğilimine girmiştir. İşte değerli okurlarım, Başbakan on bir yıllık yaklaşımında bir değişiklik olmadığını, olmayacağını ifade ediyor ne yazık ki. Bunun karşısında Türk gençliği ayağa kalkmış ve yönetenlere birlikte yaşamayı öğretmek ve bir ders vermek için yüksek seslerle haykırıyor: “Türk gençliği, birinci vazifesini yerine getiriyor”. * * * “Bir hükümet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükümetin iyi veya fena olduğunu anlamak için hükümetten gaye nedir? Bunu düşünmek lazımdır. Hükümetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükümet iyi, edemeyen fenadır.” Mustafa Kemal ATATÜRK- 1923 (HABER EKSPRES GAZETESİ-10.06.2013)

Hiç yorum yok: