09 Eylül 2013
SURİYE’YE MÜDAHALE TARTIŞMALARI- ZAFER YAPICI
Değerli okurlarım, Suriye’ye olası müdahale ile ilgili meşruiyet arayışları uluslararası kamuoyunun gündemini meşgul etmeyi sürdürüyor.
Bu konu ile ilgili yürürlükteki uluslararası hukuk kurallarını kısaca özetleyerek yazıya başlayalım. Uluslararası hukuka göre sınır aşan bir müdahale ancak “meşru müdafaa” durumunda hukuka uygun kabul edilebiliyor. Yani bir devlet bir başka devletin silahlı saldırısına uğradığında, saldırganı defetmek için ölçülü bir biçimde kuvvet kullanabilir. Söz konusu kuvvet kullanımını tek başına yahut diğer devletlerle ortak bir biçimde, Birleşmiş Milletler gerekli önlemleri alıncaya kadar gerçekleştirebilir.
Birleşmiş Milletler, uluslararası ilişkilerde kuvvet kullanımını yasaklamışken, bunun tek istisnasını yukarıdaki yol oluşturur. Bunun dışındaki gerekçelerle kuvvet kullanımı hukuka aykırıdır.
Bu demek oluyor ki, bir devletin ülkesindeki insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmak gerekçesiyle o devlete yapılan bir müdahalenin kendisi uluslararası hukuka aykırıdır.
Geçmişte NATO Kosova’ya “insani müdahale” kavramını kullanarak müdahale etmişti. Oysa insani müdahale gerekçesi uluslararası hukuka aykırıydı. Hukuki meşruiyet ile ahlaki meşruiyet aynı şey değil.
Bugün Suriye operasyonu için Kosova emsali tartışılıyor.
Yani hukuka aykırı bir operasyon, hukukiliğin dayanağı olarak sunuluyor.
Olur mu hiç. İşlenen bir suç, daha sonra işlenecek suçları meşrulaştırabilir mi? Suçtan hukukilik emsali yaratılabilir mi?
Kimyasal silah argümanı da hiç gerçekçi değil. Irak’a operasyon benzer gerekçelerle başlatılmamış mıydı? Operasyon sonrasında “ay o silahlar aslında yokmuş, kusura bakmayın, yapmış bulunduk” denmemiş miydi?
Biz bu sahneyi daha önce görmüştük. Aynı zokayı bir kez daha yiyebilecek balık hafızalı bir uluslararası toplum var mı? En azından Batılı devletlerin kamuoylarının böyle bir operasyona ikna edilemediklerini görüyoruz.
* * *
Suriye konusu AKP dış politikası adına büyük bir açmaz. Aynı zamanda AKP dış politikasının yapıçözümünü yapmak adına dış politika uzmanları için önemli bir fırsat.
AKP ile birlikte kimler uluslararası hukuka aykırı bir Suriye operasyonunu destekliyorlar?
ABD, ABD ile aynı çizgideki bazı Avrupa devletleri, Katar, Suudi Arabistan ve İsrail.
Suriye’de böyle bir operasyon en çok kimi rahatlatır?
İsrail’i.
Başka söze gerek yok.
* * *
Değerli okurlarım, bu arada 2020 Olimpiyat Oyunları için Türkiye Tokyo karşısında elendi. Bu gelişme üzerine 8 Eylül Pazar günkü Akşam gazetesinde gördüğüm manşet Türk basınının utanç resmidir. Akşam “Çapulcu Mutlu” başlığını atmış. Şöyle diyor: “Gezi Parkı’nı bahane ederek her fırsatta İstanbul’u terörize eden ve olimpiyat adaylığı aleyhinde propaganda yapan gruplar sonunda amacına ulaştı.”
ABD’de Ronald Reagan “teflon başkan” olarak bilinirdi. Birçok skandal yaşamasına rağmen, bu skandalların kamuoyu popülaritesini zayıflatmasına çeşitli yöntemler kullanarak olanak tanımazdı. Lekeli olan ama leke tutmaz bir başkandı Reagan.
Bizde de yandaş medya bir “teflon başkan” yaratıyor. Olimpiyat barış ve “fair play” ruhuysa eğer, Ortadoğu’da savaş söylemlerinizle mi bunu almayı bekliyordunuz? Kendi halkınızı TOMA’larla sindirmeye çalışarak mı? Yoksa ırkçı güreşçilere olimpiyat bayrağı taşıtarak, dopingli atletler yetiştirerek mi?
Bu başarısızlık bir yönetim başarısızlığıdır… Ve sadece o kadardır.
* * *
Bugün 9 Eylül. İzmirimizin; güzel şehrimin güzel insanlarının esaretten kurtuluş gününü kutluyorum. (haber ekspres gazetesi-09.09.2013)
Zafer YAPICI
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder