13 Eylül 2007

CHP ve BAYKAL - ZAFER YAPICI

Televizyonlarda aynı şeyleri duyuyor, gazetelerde aynı şeyleri okuyorsunuz.

Küreseli, yereli, iktidarı, sermayesi, emeği, işsizi, sağcısı, solcusu, orta yolcusu...

Hep aynı şeyleri istiyor diyorlar...

Şaşırıyorsunuz!

Emperyalisti, teröristi, gericisi, haini, düzenbazı, iş bitiricisi, ahlaksızı, duyarsızı ilkesizi...

Onlara duyduklarınızı söyletiyor...

Bilmiyorsunuz!

Siyaset Türkiye'de yeniden biçimlendiriliyor. Ancak ne yazık ki dürüstlük ve ilkelilik yönünde değil...

Sağı gericiliğe ve emperyalizm taşeronluğuna; solu da gericilik ve emperyalizm taşeronluğuna hoşgörülülüğe eşitlemeye çalışıyorlar dört koldan.

Sağ bunu çoktan kabul etti. Dinciler iktidara taşındı. Milliyetçiyiz diyenlerin sesleri bile iki günde kesildi.

Solun bir kısmı "ılımlılık" büyüsüne kapıldı, 14 Nisan gömleği üzerlerine bol gelenler, ortama uyarak Fethullahçı geçmişleriyle yeniden barışma yolundalar...

Olanlar ortada... Sağı da solu da Kemalizm düşmanlığında ve Kemalizm düşmanlığına tepkisiz kalmakta, ya da sözde tepkiler vermede birleştirmeye çalışıyorlar...
Daha da kolay yönetilebilir bir Türkiye yaratmak için...

Prof. Samuel Huntington, "Türkiye, kendine yabancı bir laikliği ve Atatürk mirasını reddetmelidir"; CIA Ortadoğu Masası şefi Paul Henze "Klasik Atatürkçülük ölmüştür, köktendincilik Türkiye için tehlike değildir" buyurdular dışarıdan örneğin...

"Tamam" dediler içeridekiler, "anlaşıldı"...

"Türklük bir alt kimliktir", "Türkiye, kendisine din olarak Kemalizm'i almış ve kitlelere zorla dikte edilmiştir", "Yahu, milletin bütünlüğü 'ne mutlu Türküm diyene' ifadesiyle sağlanır mı? Osmanlı 30'u aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir araya getirdi. Biz de inanç birliğiyle tutacağız", "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Yahu bu millet istedikten sonra, tabii elden gidecek yahu. Sen bunu önüne geçemezsin ki"...sözlerini başbakan söyledi...

"Ne mutlu Türküm diyene lafını her yere yaza yaza Türkiye ilkel hale dönüşmüştür", Tarih boyunca görülmüştür ki, en birleştirici unsur dindir", "Moral değerleri açısından Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit eden ve en ziyade tahribatı vermiş olan laiklik ilkesidir", "İkinci cumhuriyet ve Yeni Osmanlılık kavramlarını çok sağlıklı buluyorum ve geleceğe umutla bakıyorum", "Türkiye'de cumhuriyetinin sonu geldi, kesinlikle laik sistemi değiştireceğiz" sözlerini ise şimdiki cumhurbaşkanı...

Atatürk ilke ve devrimlerini ve devletin ulusal, laik, üniter yapısını savunanlara bazı köşe yazarları "içe kapanmacı, dışlayıcı, uç milliyetçiliğe yaklaşan" ifadelerini yakıştırdılar... Neredeyse ulusalcı olmak, Kemalist olmak çağ dışılık olarak sunuldu...

Bu iç ve dış baskılar muhalefetin bir kısmı üzerinde etkisini gösterdi. Meclisin yeni muhalefet partileri "ılımlılık" kaygısına düştüler. Belki de "bizi de kullanır birileri zamanımız gelince" diye düşünüp nadasa çekildiler!

...Bir tek CHP direndi...

Bu çürümüşlüğün ve boşvermişliğin yüceltildiği, Kemalizm'in ötelendiği, sosyal-devletin yok edildiği, yağma ekonomisinin kurumsallaştığı ortamda bir tek CHP çürümüşlüğe ve boşvermişliğe başkaldırdı, Kemalizm'i, sosyal devleti ve ezilmişi sahiplendi...

CHP'nin lideri Deniz Baykal da CHP'nin ideolojisini kararlılıkla savundu. Emperyalizme, sömürüye, gericiliğe, ayrıcalıklara ve eşitsizliklere karşı; Kemalizm'in yol göstericiliğinde dürüst ve onurlu bir mücadele yürüttü...
CHP de lideri de direndi, direndi, direndi...

Son kale düşmedi!

İşte bu yüzden CHP'nin, kimliği, ideolojisi ve Genel Başkanı hedef alındı. Altı oklu al bayrağına "hafif sarı" renkler sürüp, turuncuya çevirmeye çalıştı birileri... Soros milyonerleri!

Bir kez daha altını çiziyorum. Sadece CHP'nin Genel Başkanı hedef alınmadı. CHP'nin kimliği, ideolojisi de hedef alındı. Cumhuriyetçiliği, laikliği, devrimciliği, devletçiliği, halkçılığı ve ulusalcılığı da hedef alındı...

Hedefleri açık...CHP'nin pasifleşmesi veya tarihe gömülmesi. Mustafa Kemal Atatürk'ün "benim iki büyük eserim var biri Cumhuriyet diğeri de Cumhuriyet Halk Partisidir" dediği CHP'nin pasifleşmesi veya tarihe gömülmesi...

Sermaye hazır, figüranlar hazır...

Roller biçilmiş...

Ama sizler de varsınız...Bu ülkenin onurlu insanları, hesap edilmeyen güçler, sizler de varsınız...

Şimdi sıra sizde, bizde.

Soros'un değil, Mustafa Kemal'in yolunda gidenlerde.

Açıkça söylüyorum. Mücadeleye doğru yerden başlamalıyız. 9 Eylül'ün ışığı altında yitirilen değerlerimizi yeniden kazanmak adına CHP'ye ve onun yurtsever lideri Deniz Baykal'a sahip çıkmalıyız.

İnadına...

(Haber Ekspres, 11 Eylül 2007)

Hiç yorum yok: