30 Mayıs 2009

ENGELLER KRİZ YARATIR...-ZAFER YAPICI

Türkiye'nin gelişmesinin önünde birçok engel var...

Bu engellerin ne oldukları aslında açıkça ortada.

Buna paralel olarak, Türkiye'yi yeniden gelişme rotasına taşıyabilecek dinamiklerin neler oldukları da...

Engelleri aşmaya yönelik bir siyasi irade ortada olmadıkça, engeller krizleri üretiyor. Krizler de gelişme sürecini baltalıyor.

Bir kısır döngü bu...

Tersten okursak, gelişme için öncelikle ekonomik krizle mücadele şart. Krizle mücadele için ekonomik büyümenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya ve eşzamanlı olarak da gelişmenin üstyapısal dinamiklerini sahiplenmeye odaklanacak bir siyasal iktidara ihtiyacımız var...

* * *

Biraz daha açalım.

Bir hükümet ne yaparsa ekonomik büyümenin önündeki engelleri kaldırmış olur?

İşsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu ortadan kaldırırsa; tarımı, sanayiyi, hayvancılığı üretir duruma getirirse, bilimsel gelişmeyi teşvik ederse...

Bunlar tek başına yetmez.

Eşzamanlı olarak, eğitimi, sağlığı çağdaşlığa taşırsa; cumhuriyeti, laikliği ve demokrasiyi yüceltirse; anayasayı, hukuku ve sosyal devleti egemen kılarsa; devletin ulus, laik, üniter yapısını sağlamlaştırırsa; yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığı ilkelerine saygı gösterirse...

Bir başka ifadeyle, gelişmenin üstyapısal dinamiklerini de sahiplenirse...

* * *

Örneğin eğitimsiz işgücü ile üretim konusunda büyük hedefler tutturulabilir mi?
Hukukun adalet dağıtmadığı bir ortam, yatırımcı için ne ölçüde güvenilir olur? Ya da bölünme kaygısı, istikrarsızlığı yaratıcı etkisiyle sanayiciyi tedirgin etmez mi?
Laik düşünce, bilimsel gelişmenin temel katalizörü değil midir?

Emeğinin karşılığını alamayan ve sağlık güvencelerini bir bir yitiren üretim güçlerinden verimlilik beklenebilir mi?...

* * *

En anahtar sorumuz aslında şu:

Gelişmenin önündeki engelleri başbakanın, önce "teğet geçecek", sonra "hamdolsun" ve "tepe noktasından inişe geçti", şimdi de "sürtünerek geçecek" sözleriyle mi aşabiliriz?

Yoksa cumhuriyet bilinci doğrultusunda çözümler üreterek mi?... Ekonomik gelişmenin önündeki engelleri doğru tanımlayıp, gelişme için doğru yolları takip ederek mi?

* * *

Başbakan Erdoğan, kriz "teğet geçti" dedi.

CHP lideri Baykal, "teğet değil, böğrü delip de geçti" dedi.

Başbakan "Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım. Bu kadar açık söylüyorum. Ama çözüm üret. Eğer çözümün yoksa lüzumsuz yere konuşma" dedi.

CHP lideri Baykal yedi maddelik öneri getirdi.

Sonuçta başbakan siyaseti bırakmadı ama Deniz Baykal'ın önerdiği maddelerden bazıları alıp hayata geçirdi.

Ancak böylelikle engellerin bir kısmı aşıldı...

Eğer CHP lideri Deniz Baykal'ın ürettiği tüm öneriler ve yapmış olduğu uyarılar uygulamaya aktarılmış olsaydı bugün engellerin tümü aşılmış ve kriz ortadan kalkmış olacaktı.

İşte o zaman başbakan, "kriz teğet geçti" sözünü rahatlıkla kullanabilirdi. Tabii Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek şartı ile...

* * *

Çözüm üretenler cumhuriyet bilinci ile alternatifler yaratmaya devam ediyor.
Ya üretemeyenler? Onlar da sadece yeni sloganlar üreterek, "sürtünerek geçecek" söylemleriyle "moral vermeye" çalışıyor...

* * *

Değerli okurlarım, 2002 yılından beri AKP'nin ekonomi, özelleştirme, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, tarım, sanayi ve demokrasi, laiklik, cumhuriyet, anayasa, hukuk, sosyal devlet, cumhurbaşkanlığı seçimi ve dış politika konularındaki tüm yanlışlıklarını dile getiren CHP ve onun lideri Baykal hep doğruları ifade etti.
Türkiye'nin ve Türk milletinin önündeki engelleri aşmak için iktidarı uyardı. Öneriler ve projeler sundu.

İktidar anlamadı ama...

Türk milleti hem cumhuriyet bilincinin önemini fark etti, hem de bu bilinçle engelleri ortadan kaldırmak isteyenleri gördü; sahiplendi...

Onun için toplumun tüm kesimlerinin güvenini ve sevgisini kazandı CHP ve Baykal.

Onun için halk, büyük bir ivmeyle Atatürk'ün düşünsel mirasını sahiplenme noktasında birleşiyor...

(Haber Ekspres 26 Mayıs 2009)

Hiç yorum yok: