18 Haziran 2009

ŞU KISALTMA KONUSU... - ZAFER YAPICI

Değerli okurlarım, Türkiye'de sanki bütün sorunlar halledilmiş de, sıra parti adının söyleniş ve yazılışına gelmiş gibi...

Başbakan Recep Tayip Erdoğan (RTE) kurduğu partinin adının söyleniş ve yazılış biçiminden rahatsızlık duyduğunu şu cümlelerle kamuoyuna duyurdu: "AKP diyenler ne yazık ki demokratik noktadaki etik kurallara uymadan, siyasi etiği hiçe sayarak bunu edep dışı söylemektedirler. Herkes bunu böyle yazmaya mecburdur. Böyle yazmıyorsa bu edebe, adaba sığmaz."

Eyvah!...

Yedi yıldır milyonlarca kişi RTE'nin partisini nitelemede AKP sözcüğünü kullandı.
Ayrıca AKP'liler de AKP sözcüğünü kullandı.

Şimdi milyonlarca kişi ve AKP diyen AKP'liler edepsiz mi oldu?...

* * *

RTE yedi yıldır partisinin adını "AKP" olarak söyleyen ve yazanlara bir şey söylemedi de neden şimdi "edebe, adaba sığmaz" sözlerini söylemeye başladı. Hem de sert bir şekilde...

RTE bu tepkisinin nedenini şöyle açıklıyor, "...Bizi olmadığımız şekilde gösteriyorsun. Olmadığımız bir isimle anmaya çalışıyorsun. Şüphesiz ki tabii bizim onlara saygımız olmaz. AK Parti derken oradaki AK, aynı zamanda temizliği ifade etmektir. Adalet ve Kalkınma'nın baş harfleri ile ülkemizin siyasetine AK temizliği getirme budur."

Değerli okurlarım, AKP kısaltmasından rahatsız olan Adalet ve Kalkınma Partililer, bir taraftan AK Parti adı ile bütünleşmek istiyorlar. Diğer taraftan da adaletin yalnızca "A"sını, kalkınmanın da sadece "K"asını alarak ülkenin siyasetine "AK Temizliği" getirdiklerini söylüyorlar...

Şimdi RTE'ye şu soruları sormamız gerekmez mi?...

1. Edep dışı söylenen ne?...

2. Ülkemizin siyasetine "AK temizliği" getirmek demekle neyi ifade etmek istiyorsunuz?...

3. Neden AKP kısaltması sizi rahatsız ediyor?...

4. Yoksa AKP sözcüğünün kullanımı sizin AK olmanızı mı önlüyor?... Ya da AK diyerek ak olunur da biz mi bilmiyoruz?

5. Yoksa Türkiye'nin gündemini değiştirmek için mi böyle bir söyleme yöneldiniz?


* * *

Değerli okurlarım, kafam karıştı bu yazıyı yazarken. Edebiyat mı, matematik mi, felsefe mi, mantık mı çalışıyorum; içinden çıkamadım bir türlü. Ama en sonunda Recep Tayip Erdoğan'ın kurduğu partinin adını "AKP" olarak yazıp söyleyerek stresten kurtuldum vallahi...

* * *

Küçükken mahallemizde sadece bir tane kasap dükkanı vardı. Kasabın adı da Hasan Hüseyin idi. Biz arkadaşlarımıza, misafirlerimize ve yabancılara yol tariflerini köşedeki kasaba göre anlatırdık. Kasabın adına göre değil...

Dükkana gittiğimizde de ona kasap amca diye hitap ederdik. Hasan Hüseyin amcanın adı böylece kasap amca olarak kaldı. Kasap amca bir günden bir güne bana ismimle hitap edin demedi. Çünkü ha kasap amca demişsin ha Hasan Hüseyin; ha kasap Hasan Hüseyin demişsin ne fark eder? Önemli olan o mahallede bir kasabın olması ve et satmasıdır...

Başında Recep Tayip Erdoğan'ın bulunduğu bir partiye ister "AK Parti", ister "Adalet ve Kalkınma Partisi" ister "AK temizliği" isterse "AKP" densin akla gelen tek şey o partinin Recep Tayip Erdoğan'ın partisi olduğudur...

Önemli olan, bir partinin halkın refahına yönelik hizmet sunup sunmaması, halkının çıkarını savunup savunmamasıdır.

Kısaltılmış isminin o veya şu olduğu değil...

* * *

Not: İnternette herhangi bir arama motorundan "AKP" sözcüğü girerek bir arama yapın. Listelenmiş ilk arama sonucu "Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)" çıkıyor. Peki, bu veri hangi internet sitesinde kayıtlı? Adalet ve Kalkınma Partisi'nin resmi internet sitesinde. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi resmi internet sitesinde hem AK Parti hem de AKP kısaltmasını kullanıyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

(Haber Ekspres, 16 Haziran 2009)

Hiç yorum yok: