08 Temmuz 2010

EKSEN KAYMASI MI? - ZAFER YAPICI

Değerli okurlarım, AKP’nin Ortadoğu politikasını ele aldığımız 14 Haziran 2010 tarihli köşe yazımızda bakın hangi soruları sormuşuz…

“…Türkiye-İsrail karşıtlığı imajı, ABD dışındaki kimi küresel/bölgesel aktörlerin Türkiye'nin yakın çevresindeki etkisini sınırlandırmak için kullanılıyor olabilir mi?

ABD, AKP ile ilişkilerini gergin göstererek, Ortadoğu'daki radikal unsurların ABD çıkarlarına uyumlu hale getirilmesi konusunda yeni bir strateji mi uyguluyor?


AKP, bu kez ABD karşıtı görünerek, ABD'nin bölgesel çıkarlarının destekçisi mi oluyor?!...”

* * *

Yukarıdaki sorular, geçtiğimiz günlerde açığa çıkan bir gizli görüşme ile daha fazla anlam kazandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarında İsrail’e esip gürlerken Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail Savunma, Ticaret ve Çalışma Bakanı Ben Eliezer ile başka bir şahıs adına tutulan Brüksel’deki bir otel odasında gizli bir görüşmede bulundu.

Görüşmenin açığa çıkmasının ardından İsrail’li yetkililer görüşme talebinin Türkiye’den geldiğini öne sürdüler. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin ise söz konusu talebin İsrail’den geldiğinde ısrarcı.

İki taraf, inisiyatifi alan tarafın diğeri olduğunu vurgulamakta kararlı olurken İsrail’in Haaretz gazetesinde yer alan bir haber olaya bir başka boyut kattı!

Haaretz’in haberine göre bu görüşme İsrailli bir işadamı ile Ankara’daki ABD büyükelçiliği aracılığıyla ayarlanmış.

Bir başka ifadeyle, gizli görüşme ABD tarafından teşvik ve koordine edilmiş. (Bkz. “Gizli Görüşmeyi Obama Ayarladı”, Cumhuriyet, 2 Temmuz 2010, s. 14)

Bu durum Dov Zakheim’in geçtiğimiz günlerde Foreign Policy dergisinde yayınlanan Türk-İsrail ilişkilerinde ABD’nin yapıcı bir rol üstlenmesini öneren makalesi ile de uyumlu. ABD iktidar çevrelerinde hatırı sayılır bir danışman olarak kabul edilen Zakheim’a göre Türkiye-İsrail ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturtulması için Obama yönetimi bu konuyu öncelikleri arasına almalı. Türk-İsrail ilişkilerin stratejik boyutunun sürmesi için farklı yöntemler geliştirmeli….

* * *

Değerli okurlarım, tüm bu veriler AKP’nin yarattığı eksen kaymasına ABD’nin aldığı bir önlem olarak değerlendirilebilir ilk bakışta.

Ancak AKP iktidarının tüm dönemlerindeki dış politik eylemlerinin sonuçlarına dayanan daha detaylı bir analiz, AKP’nin hiçbir eyleminin bir eksen kaymasına yol açacak politik sonuçlar doğurmadığı, hatta son tahlilde ABD’nin Ortadoğu ve Kafkasya’da etkisini kuvvetlendirdiğini ortaya koyuyor.

AKP iktidarının, PKK terörüne rağmen Kuzey Irak’a yönelik bir operasyona giriş(e)memesi, İsrail ile ilişkilerini gergin gösterip Hamas gibi Arap radikal grupları-ABD arasında arabuluculuğa soyunurken diğer taraftan İsrail ile gizli gizli görüşmesi, Kafkasya’da ABD’nin dayattığı çözüm önerilerini istisnasız kabul etmesi başka nasıl izah edilebilir?

* * *

Tüm bu değerlendirmeler üzerine akla yeni sorular geliyor!

Acaba ABD’nin hazırladığı iddia edilen Davutoğlu-Eliezer gizli görüşmesinde Türk-İsrail ilişkilerini gergin göstermek için bundan sonra nasıl bir yöntem izleneceği de tartışılmış olabilir mi?

AKP, İsrail ile ilişkilerini gergin göstererek ABD ekseninden kayıyor mu, yoksa bu “danışıklı dövüş” ile ABD eksenine göbekten mi bağlanıyor?

AKP’yi Türkiye’yi eksen kaydırmakla eleştirenler aslında AKP’nin ve ABD’nin ekmeğine yağ mı sürüyor?

Dış politikada gerçek sorun Türkiye’nin “eksen kayması” mı, Türkiye’ye “eksen kaydırabilecek” ve Türkiye’yi yeniden Mustafa Kemal Atatürk’ün eksenine taşıyacak bir hükümetin bir türlü bulunamaması mı?

Ne dersiniz?....
(Haber Ekspres Gazetesi- 6 Temmuz 2010- İZMİR)

Hiç yorum yok: