11 Ağustos 2010

TARİH ÜZERİNE- ZAFER YAPICI


Değerli okurlarım, sizler de farkındasınızdır. Yaklaşık birkaç aydır bu köşede genellikle tarih yazıları kaleme alıyoruz.
Bu yazılarda tarihsel olguların bugün ile bağlantı noktalarını sorguluyoruz. Sorgulamaya da devam edeceğiz.
Yazıların geçmişle bugün arasındaki bağlantıları ve benzerlikleri ortaya koymak gibi önemli bir işlevi yerine getirdiği kanaatindeyim.
Geçmişte yaşanan kimi süreçlerle günümüzde yaşadıklarımız arasında öyle büyük benzerlikler var ki...
Yazılarımızda bu benzerlikleri çözümledik.
Mütareke Dönemi'nde İstanbul'da yaşananlar, günümüz Türkiyesiyle benzeşmiyor mu örneğin?
Damat Ferit Paşa'nın izlediği yol size bugünden bir şeyler hatırlatmıyor mu ya da?
Günümüzde yaşanan bir olguyu sıcağı sıcağına köşelere aktarmak elbette faydalı olmakta. Ancak, sürekli güncelle haşır neşir olmak, tarihsel süreklilik ve kopuşları keşfetmemizi olanaksız kılıyor.
Bir başka ifadeyle, tarih yazılarımız aracılığıyla bugünkü olgulara, daha geniş açıdan bakabilme imkanını buluyoruz.
Alçaktayken çevrenizi yeterince göremezsiniz. Görüş alanınızı yüksek bir yere çıkarak genişletebilirsiniz. Yaptığımız tam da bu aslında. Tarihin derinliğinden faydalanarak görüş alanımızı genişletmek için biraz yüksekçe bir yere çıkmış oluyoruz.
Fernand Braudel, yapmak istediğimizi tam olarak anlatan bir tarihçi ve tarih felsefecisi.
Braudel'e göre günlük olaylar kısa sürelidirler. Bu olaylar tarihsel görüntüyü tozlandırırlar. Net bir şekilde tarihi yorumlamamıza engel olurlar. Bu nedenle bir tarihçinin yapması gereken, olaylar zincirini ortaya koyup süreçleri çözümlemektir. Olayların altında yatan güçleri açığa çıkartmaktır.
Bizler tarihçi değiliz elbette. Ancak "tarih okurları" olarak, ayırtına vardığımız günlük olayları aşan süreçleri sizlerle paylaşıyoruz...
Sizce de iyi mi yapıyoruz?

(Haber Ekspres- 10 Ağustos 2010)

Hiç yorum yok: