12 Ekim 2010

DEMOKRASİ NEDİR, NE DEĞİLDİR? - ZAFER YAPICI


Demokrasi kavramı ilk kez M.Ö. 5. yüzyılda Heredot Tarihi'nin üçüncü cildinde yer aldı. Yasalar önünde eşitlik ve yöneticilerin makamlarından hareketle sorumlu tutulmaları ilkeleri daha o dönemde demokrasinin vazgeçilmezleri olarak sunuldu.
Heredot'a göre yöneticilerin yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmadıkları, yetkilerini sınırsızlaştırdıkları bir düzeni kendi elleriyle inşa ettikleri bir rejim demokrasi olabilir mi?
* * *
Protagoras, "İnsan herşeyin ölçütüdür" dedi sonra. Gerçeğin insandan insan değişebileceğini ifade etti. Çoğulculuk, bu dünya görüşünün bir yansıması olarak ortaya çıktı.
Protagoras'a göre gerçeği ve doğruyu kendi tekelinde görenlerin oluşturduğu dogmatik iktidarlar demokratik olabilirler mi?
* * *
Sonra Sokrates çıktı ortaya. "Toplumun bilgili ve erdemli kişilerce yönetilmesi demokrasinin gereğidir" dedi.
Sokrates'e göre bilgisi danışmanlarının çıkardığı kitap özetlerinden ibaret, erdemi zaten hiç olmamış kişilerce yönetilen bir ülke demokrasi olarak sınıflandırılabilir mi?
* * *
Yaklaşık 2000 yıl sonra John Locke, şunu söyledi: "Siyasal iktidarın halkın doğal haklarını çiğnediği rejimler demokrasi değildir".
John Locke'a göre halkını sadakaya mahkum etmiş, hukuksuzlaştırdığı hukuk sistemi aracılığıyla muhaliflerini sorgusuz sualsiz içeri tıkmış iktidarların bulunduğu bir ülke demokrasi olabilir mi?
* * *
Montesquieu sonra, şunu iddia etti demokrasiyi tartışırken: "Kuvvetlerin ayrılmadığı ve özgürlüklerin güvence altına alınmadığı yerde anayasa yoktur".
Montesquieu'ya göre, yeni anayasa tasarılarının kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmak ve özgürlüklerin yargısal güvencelerini törpülemek için kaleme alındığı bir ülkede demokrasi vardır denilebilir mi?
* * *
J.J. Rousseau şunu söyledi: "Demokrasilerde ulusun vekilleri, onun temsilcileri değil, olsa olsa memurlarıdırlar."
Rousseau'ya göre vekillerin dokunulmazlık zırhları arkasına gizlendikleri, bakanların ve başbakanların servet birikimlerinin mantıksal bir izahını yapamadıkları, yönetenlerin eylemlerinin tek sınırının vicdanları olduğu bir ülke demokratik olabilir mi?
* * *
Ardından...
Benjamin Constant, çoğunluğun dizginlenmesi gerektiğini söyledi. Demokrasini kotarabilmek için. Aksi halde çoğunluğun azınlıkta olanları köleleştirebileceğini savundu.
Constant'a göre meclis çoğunluğuna dayanarak "bitaraf olan bertaraf olur" diyenlerin iktidar olduğu bir sistem demokrasi olabilir mi?
* * *
Değerli okurlarım, demokrasinin evrensel nitelikli üç temel öğesi var:
Seçim, özgürlük ve bağımsız yargı...
Tarihsel deneyim gösteriyor ki özgürlüğün ve bağımsız yargının olmadığı yerde seçimler bir yanılsamadan ibaret!
* * *
O yüzden demokrasiyi seçimlere endekslemiyoruz.
O yüzden özgürlük istiyoruz.
O yüzden yargının yürütme baskısı altına alınmadığı bir düzen istiyoruz.

(Haber Ekspres Gazetesi- 11 Ekim 2010)

Hiç yorum yok: