27 Ekim 2010

Tutturmuşlar türban da türban! - Zafer YAPICI

Yahu kardeşim Türkiye'nin daha önemli sorunları yok mu?

Sanki yoksulluk, yolsuzluk ve işsizlik halledildi de sıra türbana geldi...

Pes doğrusu...

Köylünün, çiftçinin, esnafın, memurun, emeklinin, sanayicinin, işsizin, öğrencinin, öğretmenin, engellinin, kimsesizin dertleri bitti de sıra türbana mı geldi?

Cumhuriyetin, demokrasinin, laikliğin önündeki engeller aşıldı da sıra türbana mı geldi?

Sosyal devlet tam olarak işler hale geldi de sıra türbana mı geldi?

Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısı sağlamlaştı, terör sorunu çözüldü, herkes geleceğe ümitle bakar oldu da sıra türbana mı geldi?


* * *


Sahi bir de bugünlerde türban yerine önüne gelen, bilen bilmeyen herkes başörtüsü kavramını kullanıyor. Takiye yaparak tüm kamuoyuna özellikle kadınlarımıza; politik içerikli bir görsel örgütlenme modelini inanç özgürlüğünün gereği olarak sunup yutturmaya çalışıyorlar.

Türbanın adı asırlık başörtüsü oluverdi birden!...


* * *


Oysa başörtüsü sizin bildiğiniz türbana benzemez. O bir kültürdür.

Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı kılar.

Kültür, toplumun yaşayış, kavrayış ve düşünüş tarzıdır.

Her yöre insanının yaşayış, kavrayış ve düşünüş tarzı farklıdır.

Anadolu kadınında asırlardan beri başlarını bağlama geleneği vardır. Her yöre örtünme konusunda kendi kültürel kodlarını kendisi yaratmıştır. Bu örtünme biçimleri geleneksel, toplumsal, dinsel, iklimsel vb. nedenlere bağlı olarak çeşitlenmiştir.
Örneğin, yemeni, yaşmak, ferace, başbezi, maşlak, kadın fesi, hotoz, kundak yemeni, tandırbaşı, salma yemeni...

Bunlar asla türbanla eşleştirilemez. Çünkü bunlar asırlardır kadınlarımızın kullandığı yöresel baş bağlama kültürünün ürünüdür. Bu kültür, bir siyasi simge olan türban yerine asla geçemez.

"Türban"ın milletvekilinin dokunulmazlığı gibi dokunulamaz olması için ortalık toz duman...

Amaç, asırlık başörtüsü kültürünü benimseyen Anadolu kadınına "türban"ı bir siyasi simge olarak taktırıp oradan siyasi rant sağlamak...


* * *


Değerli okurlarım, gelelim üniversitelerde türbanla okumak isteyen öğrencilere...

Bu öğrencilere şu soruları sormak gerekmez mi?

Neden her şeyden önce türban?

Türban takınca alacağınız kredi mi yükselecek?

Türban takınca derslerinizde daha mı başaralı olacaksınız?

Türban takınca en güzel yurtlarda mı kalacaksınız?

Türban takınca işiniz garanti mi olacak?

Türban takınca kendinizi "first leydi" mi sanacaksınız?

Türban takınca simit-ekmek yemekten mi kurtulacaksınız?

Türban takınca hocalarınız size daha çok not mu verecek?

Türban takınca sınırsız özgürlüğe mi sahip olacaksınız?

Türban takınca kendinizi türban takmayanlara göre daha mı üstün göreceksiniz?

Türban takınca üşümeyecek misiniz, terlemeyecek misiniz, acıkmayacak mısınız...?

Türban takınca annenizin babanızın hangi şartlarda size para gönderdiklerini düşünmeyecek misiniz?

Türban takınca kendinizi zengin mi hissedeceksiniz?

Türban takınca ülkenin bölünmez bütünlüğü tehdit ve tehlike altında olmaktan çıkacak mı?

Türban takınca YÖK kaldırılıp üniversitelere özerklik mi gelecek?

Türban takınca sosyal devlet mi güçlenecek?

Türban takınca terör sorunu mu bitecek?

Türban takınca kadın erkek eşitliği mi yeşerecek?

Türban takınca koca dayağı azalacak mı?

Türban takınca başkası sizin adınıza karar vermeyecek mi?

(Haber Ekspres, 25 Ekim 2010)

Hiç yorum yok: