Mısır'da gösterilerin 18'inci gününde Tahrir Meydanı'nındaki rejim karşıtlarının istediği oldu: 30 yıldır Devlet Başkanı olan Hüsnü Mübarek istifa etti...
Bu beklenen sonucun nedenleri son derece çeşitli...
Mübarek yönetiminin otoriterliği, gelir dağılımındaki büyük adaletsizlikler, rüşvet ve kayırmacılığın bürokrasi aygıtını esir alması gibi faktörler elbette belirleyici...
Bunun dışında Müslüman Kardeşler'in kimlik siyasetinin toplumun harekete geçirmedeki etkisi göz ardı edilmemeli.
Ancak tüm bu iç faktörlere eşlik eden ve bu faktörlerin etkilerini arttırıcı bir faktör daha var... Bir dış faktör... (Aslında bir o kadar da iç faktör!).
ABD!
* * *
ABD ve Ortadoğu sözcükleri yan yana geldiğinde akla hemen Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) geliyor.
BOP Ortadoğu'nun ABD çıkarlarına karşı ılımlı hale getirilmesi için geliştirilmiş bir ABD projesi idi...
ABD yönetimlerine ve CIA'ya stratejik danışmanlık hizmeti veren "RAND Corporation" adlı bir düşünce kuruluşu tarafından hazırlanan ve Bush yönetimine sunulan "Sivil İslam: Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler" isimli rapor, bugün Ortadoğu'da yaşanan değişimin programını henüz 2005 yılında belirlemişti...
(Bkz.
Rapor, BOP'un çerçeve belgesi niteliğinde...
Raporun tezi şu: İslam ve Müslümanlar, Batı demokrasisi değerlerine ve küresel düzene uyumlu hale getirilemezse, medeniyetler çatışması olasılığı yüksek olacak. Bu durum en büyük zararı ABD hegemonyasına verecek... Öyleyse ne yapılmalı? Toplumsal düzlemde tutunum bulan İslami hareketler ABD çıkarlarına uyumlu hale getirilmeli! Serbest seçimlerin ABD yandaşı yönetimleri iktidara getirmesinin altyapısı oluşturulmalı.
Bu bağlamda İslam kavramına vurgu yapılarak üç grup tanımlanmış raporda: Köktendinciler, Gelenekçiler ve Ilımlı İslamcılar...
Köktendincilerin ılımlılaştırılmasının mümkün olmadığı; bu nedenle bu grupların politik süreçlerden tasfiye edilmesinin en uygunu olacağı; gelenekçilerin ABD tarafından kazanılması gerektiği; bu nedenle bu grupların 'Ilımlı İslamcılar'a eklemlenmesi için ABD'nin strateji üretmesi zorunluluğundan söz ediyor rapor.
Kısacası köktendinciler gözden çıkarılmış. Onlarla mücadele edilmesi gerektiği vurgulanmış. Gelenekçilerin gönüllerinin kazanılmaya çalışılması önerilmiş. Ilımlı İslamcılara ise devasa bir destek var!
Gelelim laik kesimler hakkında raporda yazılanlara.
Rapor, ABD yönetiminlerine Ortadoğu ülkelerinde laik anlayışa sahip toplumsal kesimlerle arasına biraz mesafe koymasını; ancak onlarla ittifak olasılığını ortadan kaldırmayacak bir biçimde ilişkilerini sürdürmesini öneriyor. Rapor'da Ortadoğu'nun laik toplumsal grupları hakkında bakın neler diyor: "...(Laikler) politika ve değerler açısından Batı'ya en yakın olan gruptur. Bu olumlu özelliklerine karşılık, genellikle yarı demokratik görünümlü otoriter bir yapıyı esas alan laik gruplar, çoğunlukla solcu ve saldırgan milliyetçi ideolojileri benimsemişlerdir. Bu nedenle de ABD'yi dost olarak görmez; hatta içlerinde aşırı ölçülerde Amerikan düşmanlığı besleyenler bile vardır. Ayrıca İslamcı kitlelerce sözü dinlenebilir bir grup da değildirler. Bu nedenlerle laikleri sürekli müttefik olarak kabul etmek uygun olmaz".
Aslında istenen şu: Laik olanlar ikiye ayrılsın. Anti emperyalist olanlar iflah olmaz. Onlar çeşitli yollarla tasfiye edilsin. Geri kalanlar, ılımlı İslamlaştırılmasalar bile ABD çıkarlarına karşı daha da ılımlılaştırılsınlar. Hem olası anti-emperyalist ittifakı bölsünler, hem de bir gün kullanılmak üzere elde tutulsunlar....
* * *
Raporda ABD yönetimlerine sunulan politika önerilerini bir kez daha ana hatlarıyla sayalım:
1. Her şeyden önce Ilımlı İslam'ı büyüt. Onlara mali destek sağla, liderlik modeli oluştur ve bu modele uygun liderler yarat.
2. Gelenekçilerin kusurlarını eleştir. Ancak onları kökten-dincilere karşı destekle, ABD'ye karşı ılımlılaştırmaya çabala...
3. Köktendincilerle mücadele et. Onların yasadışı faaliyetlerini açığa çıkar, yaptıkları şiddet eylemlerinin olumsuz sonuçlarını gündeme taşı. Toplumsal desteklerinin azaltılması için doğrudan veya dolaylı propoganda faaliyetleri yürüt.
4. Seçici bir şekilde laikleri destekle. Köktendinciliğin ortak düşman olarak algılanmasını teşvik et, milliyetçilik ve solculuk temelinde ABD karşıtı güçlerle ortaklık oluşturma heveslerini kır. Onları da kimi zaman havuçla kimi zaman sopayla ılımlılaştır! Onları da biçimlendir!
* * *
Değerli okurlarım, bugün Mısır'da yaşananları, yozlaşmış bir yönetime sahip bir diktatöre karşı gelişen toplumsal tepkileri yönlendirerek Ilımlı İslam'ın iktidarının kurulması girişimi olarak görmek pek yanlış olmasa gerek.
Mısır'da siyaset yeniden biçimlendiriliyor. Siyaset oyununun kuralları yeniden yazılıyor.
Laik Mısırlıların da Köktendincilerin de kulaklarına iktidarın bir yerinden tutabilmelerinin koşulunun ABD çıkarlarına karşı ılımlı olmak olduğu fısıldanıyor...
İktidar yolunun açılmasının ABD icazetine bağlı olduğu fikri yayılıyor.
ABD çıkarlarına karşı ılımlı bir otokrasi yerini ABD çıkarlarına karşı ılımlı bir "demokrasiye"; "güdümlü demokrasiye" bırakıyor...
Demokrasinin tam da bu nedenle gerçekleşemeyeceği sorgulanmıyor...
* * *
...Bu oyun, size bir yerlerden tanıdık geliyor mu?...
(Haber Ekspres Gazetesi- 14 Şubat 2011)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder