21 Ocak 2013
ATATÜRK’ÜN PARTİSİ İLKELERLE YÖNETİLİR, GÜFTELERLE DEĞİL!- Zafer Yapıcı
“CHP Milletvekili” sıfatı taşıyan Hüseyin Aygün’ün eylem ve söylemleri CHP içinde oldukça büyük tartışmalar yaratıyor. Nasıl yaratmasın ki? Aygün CHP’nin ideolojisiyle taban tabana zıt bir yaklaşımı CHP adına ısrarla gündemde tutuyor…
Son dönemde Aygün’ün bazı söylemlerini ve eylemlerini gelin hep birlikte hatırlayalım…
- Aygün Dersim tartışmasının yoğunlaştığı sırada “Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP’dir. Atatürk’ün de bu olaylardan haberi vardı” demişti.
- PKK tarafından kaçırılan Aygün, PKK militanları için “Beni kaçıran arkadaşlar ülkenin genç evlatları, iyi çocuklar” demişti.
- Aygün Kemalistler hakkında “onlar kafasızlar, anlamazlar” demişti.
- Yunanistan’ın Altın Şafak Partisi’nin faşist söylemlerini paylaşan Aygün, Kurtuluş Savaşı mücadelesini, “Ege’de Rumlara uygulanan etnik temizlik” olarak nitelemişti.
- Paris’te öldürülen üç kadın PKK’lının ailelerini ziyaret edip, başsağlığı dilemişti.
- Seyit Rıza’ya iade-i itibar verilmesi için kanun teklifi hazırlamış ve bunu kamuoyuna duyurmuştu.
Aygün CHP içinde yanlışlıkla bir yere taşınmış bir kişi mi? Yoksa CHP’nin ideolojik dönüşümünün Truva atlarından biri mi?
CHP, bu parti ile hiçbir bağlantısı olmayan “atanmış yeni CHP’liler” tarafından bilinçli bir biçimde dönüştürülüyor mu?
Hafızamızı yenilemekte fayda var. CHP’de Kılıçdaroğlu yönetiminde “yukarılarına taşınan” bazı isimlerin söylemlerini bir kez daha hatırlatalım.
Sena Kaleli: “Cemaatleri yok saymak sivil toplum anlayışına uygun değildir”.
Bülent Kuşoğlu: “Tekke ve zaviyeler yeniden açılmalı. 'Bunlar irtica yuvaları!'. Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları. Tekke ve zaviyeler birer üretim yeridir. Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Oralarda insan yetiştirilirdi, oralar eğitim ve kültür kurumlarıydı. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var. Bu kurumların yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir”.
Dr. Muhammet Çakmak: “Fethullah Hoca Türkiye’de bir fenomendir, kimsenin görmezden gelemeyeceği bilge bir adamdır. Fethullah Hoca’yı saygıyla selamlıyorum”. “Tarikatlara ve cemaatlere yönelik bir ayrım yapmayacağız. Topluma bütün olarak bakacağız”.
Binnaz Toprak, “Heybeliada Ruhban Okulu açılmalı. Ekümenlik tanınmalı. İki dile sıcak bakıyorum. AKP ekonomiyi iyi yönetti, gelir ve zenginlik arttı”.
Gürsel Tekin, Meclis’e başörtülü bir adayın girmesi durumunda Merve Kavakçı’ya yapılanı yapmayacaklarını söyleyerek, “AKP bu şansını deneyebilir, biz de zorluk çıkarmayız”. “Zaman Gazetesi vicdandır”.
Aydın Ayaydın ise MHP’nin kaset skandalıyla ilgili açıklamalarını eleştirmişti. Ayaydın, “Bu tür olayların içine Fethullah Gülen Hoca’nın karıştırılması yanlıştır. Gülen Hareketi’nin varlığı sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da bilinen bir gerçektir”.
* * *
CHP sadece yukarıda sözlerini aktardığımız kişilerin partisi değil. CHP’li CHP’liler de var. Ancak anlaşılan onların sesleri kesilmeye çalışılıyor.
Örneğin resmi dil tartışmasının ikinci bir resmi dil yaratma ve yargılamada da bu dili hakim kılma çabasının ürünü olduğunu söyleyen ve yasanın üniter devletin parçalanması sonucunu doğuracağına dikkat çeken Adalet Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Dilek Akagün Yılmaz ve Ömer Süha Aldan “Anadilde savunma” ile ilgili tasarıya muhalefet şerhi koydular…
Ancak Komisyon üyesi olmayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Milletvekili Binnaz Toprak komisyona gelerek Dilek Akagün Yılmaz ve Ömer Süha Aldan’ın yaptığı konuşmanın tam karşıtı olan bir görüşü savundular.
Sezgin Tanrıkulu anadilde savunmanın, savunma hakkı çerçevesinde değerlendirilmesini istedi. Kişinin Türkçe bilip bilmemesinin önemli olmadığını, Türkçe bilmemesinin başka dide savunma yapmasına engel olmaması gerektiğini söyledi.
Binnaz Toprak da Yılmaz ve Aldan’ın komisyonda savunduğu görüşlerin tam tersi şeyler söyledi.
***
CHP’nin ilkeleriyle bir türlü barışamayan ve bu keyfi davranışları tutarlılıkla sergileyenler CHP’nin yöneticisi, milletvekili olabilirler mi?...
Bu davranışları gösterenlere ve “CHP bana müdahale edemez” diyenlere; “kişisel yapılmış bir söylemdir. CHP’yi bağlamaz” gibi sözler söylenmeye devam mı edecek?
Yoksa CHP o söylemlerin partisine dönüştürülüp CHP’nin ideolojisi CHP’den mi atılacak?
Disiplin kuralları CHP’yi dönüştürmek isteyenler için mi CHP’yi savunanlar için mi işletilecek?
Parti ilkelerini hiçe sayıp partinin yapısı değiştirmeye kalkışanlar ve bu cesareti “CHP bana müdahale edemez“ sözleriyle dışavuranlar daha da mı cesaretlendirilecek?
Şimdi sormak istiyorum.
Onlara bu cesareti veren Genel Başkan mı?...
Anlamayanlar için bir kez daha tekrarlıyoruz.
CHP PM Üyesi, MYK Üyesi, Genel Başkan Yardımcısı, milletvekili ve en önemlisi de CHP Genel Başkanı....
Bu gibi makamlarda bulunanlar Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir partide görev yapıyorlarsa, cumhuriyet bilinciyle onun ilke ve devrimleri ışığında Türk milletinin geleceği için görev yapmalıdırlar.
CHP’nin yönetim kadrosu 1 Mart teskeresini reddeden Genel Başkan Deniz Baykal ve o dönemde görev yapan milletvekilleri gibi emperyalizme karşı bilinç sahibi olmalıdır.
CHP’nin yönetim kadrosu Milletvekili Hüseyin Aygün’ün, “Seyit Rıza’ya iade-i itibar” teklifini ve taşıdığı zihniyeti parti grubunda reddeden yürekli gerçek CHP’liler gibi tarih bilincine sahip olmalıdır.
CHP’de yöneten kadro “anadilde savunma” ile ilgili tasarıya muhalefet şerhi koyan Dilek Akgün Yılmaz ve Ömer Süha Aldan gibi Türkiye üzerinde oynanan oyunların farkında olmalıdır.
CHP’de yöneten kadro yurdun dört bir yanında CHP ideolojisine sahip çıkan gerçek CHP’liler gibi halkçı olmalıdır, vatansever olmalıdır.
(Haber Ekspres Gazetesi- 21.01.2013)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder