28 Eylül 2015

GÖÇ VE TERÖR - ZAFER YAPICI

Karayip kökenli İngiliz edebiyatçı Andrea Levy’nin bir röportajında söylediği sözlerden yola çıkalım bugün. Şöyle diyor Levy: “İngiliz kimliği beni tanımlayamıyorsa, o zaman İngiliz kimliğini yeniden tanımlayın”. Andrea Levy kimdir? İkinci Dünya Savaşı sonrasında İngiltere’ye eski sömürge bölgelerinden göç etmek zorunda kalan kişilerden birinin çocuğudur. İngiliz toplumunun bir türlü kabul etmek istemediği bir yabancıdır. Oysa o, öyle ya da böyle orada; İngiltere’de doğmuştur, orada yaşamaktadır. Ve o kimliğe sahip olmak istemektedir… * * * Evet, İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne göçe bakış konusunda Batı’da çok şey değişmedi. Bugün de göçü ya bir sorun biçiminde tanımlayan ya da bundan çıkar devşiren Batı, İkinci Dünya Savaşı sonrası İngiliz özelinden farklı bir noktada değil. Demokratik değerleri içselleştirme iddiasındaki Avrupa, kapsayıcı, yurttaşlığa dayalı milli kimlikler üretmekte çekimser kalmayı sürdürüyor. Bu çekimserliğin doğal bir sonucu var. Ortadoğu’dan Avrupa’ya yönelen göç dalgalarına Batı’nın tepkisi, Batı’yı Batı yaptığı iddia edilen değerlerin sorgulanma sürecini başlatıyor. Diğer taraftan, Türkiye’de yaşanan terör olaylarına Batı’nın şaşı bakışı da sorgulanacak bir diğer konu oluyor. Batı, teröristler kendine karşı eylemde bulununca uluslararası topluma “ya benimle birliktesin ya da sen de teröristsin” derken, yanıbaşındaki bir ülkeyi; Türkiye’yi birbirine katan eli kanlı terör çetesi mensuplarına alttan alta “özgürlük savaşçısı” muamelesi yapmayı sürdürüyor. Kimsenin kimseyi algı yönetimiyle yönlendiremeyeceği bir noktadayız… Kimse, ABD’den ve AB’den birer müttefik çıkarmaya kalkmasın… * * * Batı önce Ortadoğu’yu birbirine kattı. Etnik ve mezhepsel siyaseti yaydı. Ülkeleri böldü. Halkları düşmanlaştırdı. Şimdi bu sürecin bir sonucu olan göçle yüzleşti. Belki bir gün, bu sürecin diğer sonucu terör ile de yüzleşmek zorunda kalacak. En azından o zamana kadar, bu ikinci sorunla yüzleşmek zorunda kalanlara destek konusunda çekimserliğini koruyacak. * * * Sonuç ortada. Türkiye’de hem Batıcılığın, hem de etnik ve mezhepsel siyasetin sorgulanacağı bir süreç başlıyor. Teröristi besleyip büyütenlerin kimler oldukları kaçınılmaz bir biçimde anlaşılacak. Göçe yol açanların kimler olduğu kavranacak. Hiçbir antidemokratik uygulama bu sorgulama sürecini engelleyemeyecek, geciktiremeyecek. * * * Türkiye, önemli bir göç ve terör dalgasıyla sınanıyor. Eşzamanlı olarak da seçimlere hazırlanıyor. Daha dün terörle müzakere edenden, teröristle mücadele edenin çıkamayacağı gün gibi ortada… Bu yüzden, “biz onlardan daha Batılıyız” diyerek Batı desteğini devşirmek için teröristle müzakere çizgisine geçmeyecek; “Batı kimliği beni tanımlayamıyorsa, kendi kimliğimi yeniden tanımlayacak değilim” diyecek bir siyasi çizgiye toplumun teveccühü söz konusu olacak. Bir daha şehit acısı yaşamamak için… Barış için… * * * Bu sosyolojik süreci doğru okuyup safını netleştirmesi gerekenlerin başında, cumhuriyeti kuran parti var… …Bilmem anlatabildim mi? (14.09.2015 HABER EKSPRES GAZETESİ) Zafer YAPICI

Hiç yorum yok: