28 Eylül 2015

HANGİ ÇOCUĞA YAKIŞIR ÖLÜM? - ZAFER YAPICI

Hangi çocuğa yakışır ölüm? Hiroşima’da atom bombası ile öldürülen “yedi yaşındaki kıza” mı? Vietnam Savaşı’nın tam ortasında, Saygon şehrinin kuzeyine ABD uçağından atılan dört Napalm bombasının öldürdüğü Kim ve kuzenlerine mi? Liberya ve Sierra Leone’de iç savaşlarda yitip giden otuz binden fazla çocuk savaşçıya mı? Sadece 2014’te Irak’ta savaş nedeniyle ölen bin beş yüz bebeğe mi? IŞİD zulmünden kaçan on bir yaşındaki Zainb Ahmet’e mi? Dokuz yaşındaki Hayder Ahmet’e mi? Beş yaşındaki Galip’e mi? Üç yaşındaki Aylan’a mı?... Silvan’da PKK’nın bombalı saldırısında hayatını kaybeden ön üç yaşındaki Mehmet Emin’e mi? Hangi çocuğa yakışır ölüm? * * * Nazım Hikmet seslenir “Kız Çocuğu” şiirinde. Bilirsiniz… “Kapıları çalan benim,/ Kapıları birer birer./ Gözünüze görünemem,/ Göze görünmez ölüler./ Hiroşima’da öleli,/ Oluyor bir on yıl kadar./ Yedi yaşında bir kızım./ Büyümez ölü çocuklar.” Savaşın çocukları ölümü yaşamazlar sadece. Ölümle yaşamaya alışırlar. Ölümü sıradanlaştırırlar zihinlerinde. Ölümden daha tehlikeli olan, sıradanlaştırmaktır ölümü. Ölümü sıradanlaştırmak, her gün yeniden ölmektir. Ümit Yaşar Oğuzcan anlatır bu durumu “Vietnam’lı Bir Çocuk İçin Ağıt” şiirinde. “Babasını döve döve öldürmüşler/ Küçümencik gözlerinin önünde/ Anasının yarısını bir bomba alıp götürmüş/ Kan ve et yığını öbür yarısı…/ Oturmuş ağlıyor Vietnamlı bir çocuk/ Minik yumrukları sıkılmış kinle/ Belli bir şeyler düşünüyor/ Kederden harap olmuş bir beyinle.” * * * Çocukların ölmesinde, ya da ölümle yaşamasında en büyük etken Batı olmuştur. Bugün, Aylan’ın kıyıya vurmuş ceset fotoğrafını, binlerce parçalı bir yapbozun parçalarından biri olarak görüyorum o yüzden. Parçaları birleştirip, bütünü görmek, göstermek istiyorum… Japonya’da, Vietnam’da, Liberya’da, Sieera Leone’de, Irak’ta, Suriye’de, ya bombaları yağdıran, ya da etnik ve mezhepsel kim tohumlarını ekerek, bombaların yağmasına vesile olan, Batı değil de kimdi? Avrupa ve ABD bu süreçlerde kimin insan haklarını savundular? İşte bu nedenle Aylan’ın fotoğrafına bakıp da Batı’yı mültecilere kucak açmıyor diye insan hakları bağlamında eleştirmek gerçeği görememektir. Batı’nın önce mülteci yaratıp sonra onlara kucak açması neyi değiştirir? Bir insanı vatansızlaştırmak belli başına bir insan hakları ihlali değil midir? Aylan öldü. Aylan’ın katili etnik milliyetçiliktir. Aylan’ın katili mezhepçiliktir. Aylan’ın katili emperyalizmdir… Onun ölümü gibi ölümlerin bir daha yaşanmaması için, etnik milliyetçi ve mezhepçi politikalara karşı kararlı bir duruş sergilemek gerekmektedir. Emperyalizmle mücadele etmek gerekmektedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunda gitmek gerekmektedir…(HABER EKSPRES GAZETESİ-07.09.2015) Zafer YAPICI

Hiç yorum yok: