1992 yılında Birleşmiş Milletler, aldığı bir kararla, 3 Aralık gününü "Uluslararası Engelliler Günü" olarak ilan etti. BM İnsan Hakları Komisyonu bu karara dayanarak 5 Mart 1993 tarihli ve 1993/29 sayılı bildirisi ile üye ülkelerce 3 Aralık gününün "engellilerin topluma kazandırılması ve insan haklarının tam ve eşit ölçüde sağlanması" amacıyla tanınmasını istedi.
O günden beri, 3 Aralık "Engelliler Günü" olarak bilinmektedir.
Dünyada engelli nüfus 500 yüz milyonu aşarken, Türkiye'de nüfusun yüzde 12.29'unu oluşturan 8.5 milyon engelli yaşamaktadır. Toplam nüfusumuzun yüzde 1.25'ini ortopedik, binde 60'ını görme, binde 37'sini işitme, binde 48'ini zihinsel ve yüzde 9.70'ini diğer engelliler oluşturuyor. Bu veriler 2002 yılının verileridir.
Şimdi ise, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı - Türkiye İstatistik Kurumu işbirliğiyle 2009 yılında II. Türkiye Özürlüler Araştırması yapılacak. Bu araştırmada Türkiye'de ne kadar engelli vatandaş bulunduğunun yanı sıra engellilerin coğrafi dağılımları, eğitim durumları, sağlık alanındaki ihtiyaçları, engel gruplarına göre dağılımları belirlenecek.
* * *
Değerli okurlarım, Türkiye'ye gelen bir yabancıya "8.5 milyon engellimiz var" dediğimizde inanmayacaktır. Hatta kendi insanımız bile inanmayacaktır. Çünkü sokaklarda ve caddelerde ne çok engelli görebilirsiniz ne de onların rahatça gezip dolaşacağı, hayatını devam ettireceği çevresel olanakları.
Engelli kardeşimizin büyük bir kısmı evlerinden dışarıya çıkamıyorlar. İşte bu yüzden engellilerimizin yaşadığı sorunlar toplumun gözünden kaçıyor.
Bazen de, bakıp da görmüyoruz. Sıkıntılara şahit olduğumuz zamanlar da, çözüm bulmaya çalışmak yerine, birkaç saniyelik bir duygu yoğunluğunun ardından dönüyoruz gündelik yaşamlarımıza.
Sonra da unutuyoruz.
Değerli okurlarım bakıp da görmemek olmamalı yaşantımız. Yurttaşlar olarak, yönetimler olarak, medya ve sivil toplum örgütleri olarak bakmalıyız, görmeliyiz ve gerekli önlemleri almalıyız. Eğer bakıp da görmezsek, o zaman bizler de yaşayan birer engel bizler oluruz.
Açıkça söylüyorum. Engellilerin önlerindeki engelleri kaldırmayı düşünmeyen, o davranışı sergilemeyen zihniyetteki herkes, yaşayan "canlı birer engeldir".
Eğer yaşayan birer engel olmak istemiyorsanız, 3 Aralığı Engelliler Gününde;
Bir tekerlikli sandalyeye binip sokaklarda dolaşmayı, top oynamayı, okula gitmeyi, hatta merdiven çıkmayı deneyin mesela.
Ya da gözlerinizi bağlayıp okula, işyerine, sinemaya gitmeyi, televizyon seyretmeyi, kitap okumayı, yazı yazmayı deneyin...
İki kolunuzu veya iki ayağınızı bağlayıp hiç kimseden yardım almadan günlük ihtiyaçlarınızı karşılamayı deneyin...
Konuşamadığınızı düşünerek; derdinizi anlatabilmeyi deneyin bir kez.
Kulaklarınızı tıkayıp söylenenleri duymayı deneyin...
Zihninizi yitirdiğinizi düşünerek; ne yaptığınızı bilmeden bilinçsizce hareket etmeyi deneyin...
Hayal edin en azından...
Ve sonra, 364 gün...
..."Ya ben de" sözcükleriyle başlayan soruyu kendinize sorun.
* * *
Yılın 365 günü engelsiz bir yaşam dileğimle, engelli kardeşlerimin 3 Aralık Engelliler Günü'nü kutluyorum.
(Haber Ekspres, 3 Aralık 2008)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder