30 Aralık 2008

HUKUK DEVLETİ İŞLEVSİZLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR... - ZAFER YAPICI

Türkiye Cumhuriyeti'nin önce laik, sonra sosyal devlet yapısıyla oynanmak istendi.

Görülüyor ki şimdi de hukuk devleti yapısıyla oynanmak isteniyor.

Bunun için de hukuksal belirsizlik ortamı yaratılmaya çalışılıyor.

* * *

Süreç aynen şöyle gelişti:

TBMM, 6 Mart 2008 günü nüfusu 2000'in altında olan belediyelerin kapatılmasını öngören yasayı kabul etmişti. Bunun üzerine CHP Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

31 Ekim günü Anayasa Mahkemesi kapatılacak belediyelerin 60 gün içinde dava açabilecekleri hükmüyle davayı karara bağladı. Örneğin, Giresun'un Kovanlık Belediyesince dava açıldı.

23 Aralık 2008 günü Danıştay, Danıştay'a dava açan belediyelerinin yerel seçime girebileceği kararını açıkladı.

Bu açıklamanın ardından Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Danıştay kararına dayanarak söz konusu belediyelerin seçime girmelerine onay verdi.

24 Aralık 2008 saat 14.00'te Başbakan Erdoğan, YSK'nın, Danıştay kararına dayanarak 862 belediyeye, yerel seçime girebilmeleri konusunda yeşil ışık yakması üzerine şu sert yanıtı verdi: "...Danıştay ve Yüksek Seçim Kurulu ikinci bir Anayasa Mahkemesi mi?.."

Aynı gün saat 19.00'da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, tıpkı Başbakan gibi Danıştay ve YSK'yı hedef alan bir konuşma yaptı. "Bu karar Anayasa Mahkemesi'nin ulaştığı sonucu yansıtmıyor. Mahkeme kararının bağlayıcılığı ihlal ediliyor" dedi.

Bir saat sonra, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, "Benim açıklamadan az önce haberim oldu. Bu görüş Kılıç'ın kendi görüşü, katılmıyorum. YSK tek yetkili.
Sayın başkan, YSK'yi Anayasa ihlali ile suçlamış. Bu ağır bir ifade. Benim için sürpriz oldu" şeklinde bir açıklama yaptı.

25 Aralık 2008 saat 10.00'da Paksüt'ün açıklamasına cevap olarak Haşim Kılıç bir açıklama daha yaptı. "YSK Anayasa'yı ihlal etti" açıklaması konusunda "Çoğunlukta olan 6 arkadaşın arzusu, onayı ve isteği doğrultusunda o açıklama yapıldı. Çatlak, kurumlar arasında böyle bir kavga, öfke, kin asla olmaz" dedi.

Aynı gün saat 10.30'da Anayasa Mahkemesi'nin Başkanvekili ve 7 üyesi, Haşim Kılıç'ın yaptığı açıklama üzerine "Yapılan açıklama Anayasa Mahkemesi'nin görüşünü yansıtmıyor. Haberdar olmadığımız bu açıklamaya katılmıyoruz" şeklinde bir açıklamada daha bulundular.

Bu açıklamalardan sonra, aynı gün saat 19.00'da Danıştay olağanüstü toplandı. Danıştay üyeleri hem Başbakan'a hem de Kılıç'a yönelik şu yanıtı verdiler: "Başbakan'ın, Anayasal görev ve yetkilerini kullanan Danıştay'ı yetkilerini aşan bir yargı kurumu gibi göstermesi hukuk devletiyle bağdaşmaz.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, Anayasal görev, yetki ve sorumluluğunu aşan talihsiz bir beyanda bulundu."

Ve 26 Aralık 2008 saat 19.35'te YSK tartışmalara son noktayı koydu. YSK Başkanvekili Ahmet Başpınar: "Anayasa Mahkemesi Başkanınca kurulumuz kararına yönelik olarak yapılan açıklamanın kişisel görüşü yansıttığının anlaşılmış olması nedeniyle bu hususta bir açıklama yapmaya bir ihtiyaç duyulmamıştır. Kurulumuz, belediyelerle ilgili kararını vermiş ve seçim takvimini de göz önünde tutarak bu kararını uygulamaya koymuştur" dedi.

* * *

Değerli okurlarım, hatırlarsınız daha önce de Danıştay'ın aldığı bir karar hakkında Başbakan "Ulemaya sorulmalıdır" şeklinde konuşmuştu. Hukuk devleti konusundaki anlayışı böylelikle netlikle ortaya çıkmıştı.

Şimdi de Başbakan, Danıştay'ı ve YSK'yı, aldıkları kararların işine gelmemesi nedeniyle, yetkilerini aşan yargı kurumları gibi gösteriyor.

Ve ne yazık ki Anayasa Mahkemesi gibi yüce bir mahkemenin başında bulunan ama hukukçu olmayan Haşim Kılıç da, bu hukuksal karmaşa ortamının inşasında başbakana yardımcı oluyor.

Yaşanan olay bize göstermiştir ki tüm yüksek yargı organlarında hukukçuların görevlendirilmeleri, yargı organlarının görev yetki ve sorumluluklarını bilerek kararlar almalarını sağlamakta ve böylelikle hukuk devlet yapısını güçlendirmektedir.

Değerli okurlarım, CHP, yeni programında bu gerçeğe parmak basmıştır.
Programda "Birden fazla yargıçlı İdare Mahkemeleri Başkanları, Bölge İdare Mahkemeleri ile Danıştay ve Yargıtay Daire Başkanları ile Danıştay ve Anayasa Mahkemesi Başkanları mutlaka hukuk eğitimi almış alacaktır" denilmektedir.

Ayrıca programda "Hiçbir organ, makam, merci ve kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere emir ve talimat veremeyeceği ileri bir hukuk devleti anlayışı ülkede etkin kılınacaktır" ifadesine yer verilmiştir.

Programın iki maddesinde yapılan saptamaların ve açıklanan hedeflerin Türkiye için ne denli önemli olduğu şimdiden ortaya çıkmıştır.

* * *

Değerli okurlarım, bugün Haşim Kılıç dışındaki Anayasa Mahkemesi üyeleri; Danıştay ve YSK, görev, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde almış oldukları kararlarla Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devlet yapısını korumuşlardır.

Türlü engellemelere rağmen...

Ancak cumhuriyetin hukuk devleti yapısının kuvvetlendirilmesi için yeni önlemlere ihtiyaç vardır.

Bu önlemler konusunda CHP'nin yeni parti programının önemli noktalara işaret ettiği kanısındayım.

(Haber Ekspres, 30 Aralık 2008)

Hiç yorum yok: