29 Ekim 2009

AŞI ÜRETİM ENSTİTÜSÜ - ZAFER YAPICI


Yıl 1982...

Tavuk Hastalıkları Araştırma ve Aşı Üretim Enstitüsü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na bağlı olarak Manisa'da kuruldu.

Enstitü, dokuz veteriner hekim, üç teknik hizmet, on dokuz sağlık hizmet (laborant), on iki genel idare, üç yardımcı hizmet elemanı ve yirmi işçi olmak üzere toplam altmış altı personel ile hizmet vermeye başladı.

Dünyadaki on aşı üretim merkezinden biri olan Manisa Tavuk Hastalıkları Araştırma ve Aşı Üretim Enstitüsü'nün

·Tavukçuluk sektörünün en önemli ihtiyaçlarından biri olan aşı ve hastalık kitlerinin üretilmesi, kalitesinin yükseltilerek standardizanyonunun sağlanması,

·Hayvan sağlığının korunması,

·Tavukçuluğun gelişmesini garanti altına alacak sağlık tedbirlerinin alınması,

·Yeni ve bilinmeyen hastalıklar üzerinde araştırmaların yapılması,

·Yurt genelinde bulunan bütün illerin aşı ve biyolojik madde ihtiyaçlarının karşılanması gibi görevleri vardı.

28.09.1983 tarih ve 358 sayılı Sağlık Müşavere Kurulu Kararı gereğince Newcastle LaSota ve HB1 canlı liyofilize aşılarının ilk üretimlerine izin verildi.

İlk aşı üretimi ise 1986 yılının ikinci yarısında Canlı Aşı Üretim Laboratuvarı'nda gerçekleştirildi. Aynı yıllarda Doku Kültürü Laboratuvarı bölümü de faaliyetine başladı.

Kuş gribine karşı ilk ve tek aşımız burada geliştirildi.

Enstitüde Newcastle HBI, Newcastle Lasota, Newcastle İnaktif, IBV HI20, IBDV D78, Marek THV, Marek SBI Bivalan, Marel Liyofilize olmak üzere 10 çeşit kanatlı aşısı ile birlikte mycoplasma, IBV HA-HI (M-41), IBV AGP, ND HA-HI, EDS76 HA-HI, AE EST, ILT AGP, Adeno-Celo AGP, IBDV AGP, Reovirus AGP, Marek AGP gibi antijenler ve antiserumlar üretildi. (Bu konuda ayrıntılı verilere adresinden ulaşabilirsiniz.)

* * *

Yıl 2004.

Ortadoğu ve Balkanların en büyük ve dünyanın on aşı merkezinden biri olan Manisa Aşı Üretim Enstitüsü zarar ettiği gerekçesiyle AKP Hükümeti tarafından kapatıldı...

* * *

Değerli okurlarım, ilk domuz gribi Meksika'da Nisan 2009 da görüldü ve kısa zamanda dünyaya yayıldı.

Ve şimdi Türkiye'de...

Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, pandemik H1N1 gripli hasta sayısının 20 Ekim tarihinde 582, 21 Ekim tarihinde 669 ve 24 Ekim 2009 tarihinde ise 958 olduğu belirtiliyor.

Sadece 20-24 Ekim tarihleri arasında 376 kişinin N1H1 gribine yakalanması karşısında AKP Hükümeti'ne ve onun Sağlık Bakanı'na şu soruları sorma hakkımız doğmaz mı?
Neden 2004 yılında dünyanın on aşı üretim merkezinden biri olan Manisa Aşı Üretim Enstitüsü'nü kapattınız? Eğer kapatmasaydınız, bu enstitüde gerçekleştirilecek araştırmalar neticesinde şimdi yerli domuz gribi aşısını kullanıyor olmayacak mıydık?...

Doz birim fiyatı 5.2 euro olan 43 milyon doz domuz grip aşısını ithal etmek için kullanılacak 500 milyon lira böylelikle ülkemizde kalmayacak mıydı?...

Bu parayla kaç tane aşı üretim enstitüsü kurulurdu?...

Enstitüyü kapatma gerekçeniz, kurumun zarar etmesiydi. Sizin için kar-zarar verileri mı önemli yoksa Türk milletinin sağlığı mı?...

Eğer Türk milletinin sağlığı önemli ise hatanızdan dönmeyi; yerli aşı üretim enstitüsünü yeniden açmayı ve bilim insanlarına destek vermeyi düşünmüyor musunuz?...

* * *

Siz bu gibi kurumları kapatsanız da Türk bilim insanları çalışmalarına insan sevgisiyle devam ediyorlar.

İşte size yeni bir örnek... Uzun zamandır dünya ülkelerini kasıp kavuran ve binlerce bilim insanının üzerinde çalışma yaptığı domuz gribi (H1N1, H3N2) ve kuş gribi (H5N1, H9N2) virüslerini parçalayarak yok edebilen etken maddeyi, Türk bilim adamları buldu.

Dünyanın tek bitki özü üretebilen laboratuvarlarına sahip olan bilim adamı Faruk Durukan, etken maddeyi Balıkesir Üniversitesi ile ortak çalışma yaparak hazırladıktan sonra dünya çapındaki bilim çevreleri ile paylaştı.

* * *

Değerli okurlarım, Mustafa Kemal'in 1937 yılında söylemiş olduğu altın değerindeki şu sözleri tekrar etmeden geçemeyeceğim:

"Her ulus çocuklarının sıhhatli ve gürbüz olmaları için yaşadıkları bölgenin sıhhi şartlarını temin etmek, devlet halinde bulunan siyasi teşekküllerin en birinci ödevidir."

* * *

AKP Hükümeti'nin ve Sağlık Bakanı'nın "en birinci ödevi" de bu değil midir?

(Haber Ekspres, 28 Ekim 2009)

1 yorum:

Unknown dedi ki...

cevız kabuğu programına katıldım ve bu kurumdan bahsettim hulki cevizoğlu 2 tane profesöre soruyorki böyle bir kurum varmı bu nasıl iştir biri bana bu işi anlatsın koskoca profesörler diyorki böyle bir kurum yoktu