06 Kasım 2010

Bir "iletişimcinin" iletişim kur-ma becerisi ! - ZAFER YAPICI

"Baykal belasını buldu, ekibi de bulur inşallah!"

Bu sözler kime ait?...

Bu sözler Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) ve Atatürk Düşünce Derneği (ADD) Zonguldak Şubesi işbirliğiyle Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) salonunda düzenlenen, "Cumhuriyet - Demokrasi İlişkileri" konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Nurşen Mazıcı'ya ait...

Peki sayın profesör, bu sözleri söyleme gerekçesini nasıl açıklıyor?

"...Geçtiğimiz yerel seçimler öncesi CNN Türk'ten programa davet edildim. Konu, partilerin oy potansiyeliyle ilgiliydi. Besiktas'tan geçerken MHP'ye uğradım, 'Bana parti programınızı verir misiniz?' dedim, verdiler. AKP'ye girdim, soğuk sular koymuşlar kapının önüne. 'Soğuk gazoz da ikram edelim' dediler. Programı da verdiler. CHP'ye gittim, 'bizim seçim programımız yok' dediler. 'Siz bilirsiniz. Ben siyaset bilimcisiyim. CNN Türk'te akşam program var, anlatacağım bunu' dedim. Adam masanın altından çıkardı verdi seçim programını. Ben profesör olduğum halde, 30 yıldır CHP üyesi olduğum halde böyle bir olayla karşılaştım. Baykal belasını buldu, ekibi de bulur inşallah."

Kısacası seçim programını almanın zorluğunu (iletişim kur-ma becerisini) yaşayan Sayın Mazıcı bu öfkesini, olaydan haberleri bile olmayan Baykal'a ve çalışma arkadaşlarına yüklemeye çalışırken beddua etmeyi de ihmal etmediğini kamuoyu önünde dile getiriyor.

* * *

Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde, "belasını bulmak", hak ettiği cezayı görmek anlamındadır.

* * *

Değerli okurlarım,

Adam...

Bela...

Bu sözcükleri kullanan kişi bir bilim insanı. Üstelik profesör. Üstelik bayan. Üstelik İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi. Üstelik siyaset bilimci!...

* * *

İletişim, insanların karşılıklı olarak kendilerini başkalarına anlatmalarını ve başkalarını da anlamalarını sağlayan duygu-düşünce alışverişidir.

Şimdi sormak istiyorum İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mazıcı'ya...

Siz duygu ve düşüncelerinizi başkalarına böyle mi anlatırsınız?

Siz sözkonusu olaydan haberi bile olmayan bir lidere ve onu seven; onunla yıllarca kader birliği yapmış binlerce insana nasıl olur da "Baykal belasını buldu, ekibi de bulur inşallah" dersiniz?

Siz, hakim misiniz?...

Siz, savcı mısınız?...

Siz, kamuoyu önünde nasıl olur da bu şekilde konuşur, egonuzu tatmin edercesine Baykal'ı ve onun politik çizgisine destek olmuş insanları çok talihsiz bir üslupla suçlarsınız? Onların cezalandırılmasını arzu edersiniz?...

Sayın Mazıcı, siz kendinizi politik anlamda birilerine beğendirmeyi ve kamuoyunda isim yapmayı amaçlıyor ve bu yolla bir yerlere gelmek istiyor olabilirsiniz. Ancak bir bilim insanına yakışan, politik rakip olarak tanımladığı kişilere beddua ederek eleştiride bulunmak değil, eleştirilerini bilimsel argümanlarla sunmak, tezlerini bilimsel yöntemlerle kanıtlamaktır.

Şimdi lütfen kamuoyu önünde yaptığınız bu yakışıksız ve son derece çirkin sözlerinizden dolayı yeniden kamuoyu önünde CHP eski lideri Sayın Deniz Baykal ve onunla birlikte ülkenin geleceği için mücadele vermiş ve vermekte olan insanlardan özür dileyiniz...

Özür dilemek bir erdemdir.

Hele hele İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesi ve bilim insanı olan bir kimse için...

Hiç yorum yok: