14 Kasım 2011

TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİSİ- ZAFER YAPICI


Elimde Economist Intelligence Unit tarafından 2010 yılında yapılan Dünya Ekonomik Endeksi araştırması duruyor.

Araştırma, demokrasinin evrensel kıstaslarına göre dünya yüzeyindeki devlet yönetimlerine puan vermiş. Ve tüm devletleri demokrasi-demokrasi karşıtlığı skalasında sıralamış.

Araştırmanın demokrasi ölçütleri şu konu ve süreçler: Seçim süreci ve çoğulculuk, sivil özgürlükler, hükümetin işleyişi, siyasi katılım ve siyasi kültür.

Araştırma sonuçlarına göre AKP yönetimindeki Türkiye dünya demokrasi sıralamasında 165 ülke arasında 89. sırada gözüküyor.

Türkiye’nin aşağı yukarı aynı sıraları paylaştığı “rakipleri” ise şunlar: Bangladeş, Arnavutluk, Malavi, Lübnan, Ekvator ve Honduras Türkiye’nin hemen önünde yer alırken, Nikaragua, Zambiya ve Tanzanya Türkiye’nin hemen gerisinde…

2008 yılının endeksinde Türkiye 87. sıradaydı. Anlaşılıyor ki demokrasi konusunda iki yılda iki sıra gerilemiş. Aynı eğilim sürerse, 2012 yılı endeksinde Nikaragua, Zambiya ve Tanzanya gibi Afrika ülkeleri Türkiye’yi geçebilir.

Söz konusu araştırma, devletleri almış oldukları puanlar bağlamında demokrasi konusunda sınıflandırmış.

En yüksek puan alanlar “tam demokrasiler” olarak adlandırılmış. Bu devletler, sadece temel siyasi özgürlükleri güvence altına alan değil, aynı zamanda demokrasinin yeşermesine uygun bir siyasi kültürü gelişmiş devletler. Bu devletlerde hükümetler şeffaf ve adil. Medya bağımsız ve farklı görüşlerin temsil edildiği bir biçimde örgütlenmiş. Kuvvetler ayrılığı ilkesi etkili bir biçimde işliyor. Yargı bağımsız…

Bir diğer devlet grubu “kusurlu demokrasiler” olarak adlandırılmış. Bu devletlerde özellikle medya özgürlüğü konusunda sıkıntılar var olmakla birlikte seçimler serbest ve adil bir biçimde gerçekleştirilmekte. Temel haklara saygı gösterilmekte. Ancak yeterince gelişmemiş siyasi kültür ve düşük düzeylerdeki siyasi katılım bu demokrasileri sorunlu hale getiriyor.

Üçüncü grup devlet “melez rejimler” olarak adlandırılmış. Seçimler var ama serbest ve adil seçimlerin varlığından bahsetmek zor bu rejimlerde. Muhalif parti ve adaylar üzerinde hükümet baskısı yaygın. Melez rejimler, siyasi kültür, hükümetin işleyişi ve siyasi katılım konularında “kusurlu demokrasilere” kıyasla oldukça geri. Bu rejimlerde yolsuzluk ve rüşvet yaygın. Hukukun üstünlüğü zedelenmiş. Sivil toplum zayıf. Özellikle basın yayın kuruluşları büyük baskı altında. Hukuk sistemi bağımsız değil.

Dördüncü ve son grup ise “otoriter rejimler”. Bu rejimlerde siyasi çoğulculuk ya yok ya da ağır bir biçimde sınırlandırılmış. Seçimler yapılmamakta; yapılsa da adil ve özgür değil. Sivil haklar yok. Medya ya devlet aygıtının ya da yöneten rejimle bağlantılı kişilerin kontrolünde. Sansür yaygın. Eleştiri baskı altında. Bağımsız yargı mekanizması ortadan tamamen kaldırılmış.

Değerli okurlarım, Economist Intelligence Unit tarafından Türkiye, bu durumda “melez rejim” olarak sınıflandırılmış, yönünü “otoriter rejime” dönmüş hızla ilerliyor.

“İleri demokrasimizin” 2012 demokrasi indeksindeki rakipleri Suudi Arabistan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Myanmar ve Çad olsa kimse şaşırmayacak….

Emeği geçenleri tebrik ediyoruz…

( Haber Ekspres Gazetesi- 14 Kasım 2011)

Hiç yorum yok: