06 Kasım 2011

AVRUPA BİRLİĞİ’NDEKİ GELİŞMELER VE TÜRKİYE- ZAFER YAPICI


Değerli okurlarım, ülkelerin kendi aralarında gümrükleri kaldırdığı ve dışarıya karşı ortak gümrük tarifesi uyguladığı serbest ticaret alanı anlamına gelen Gümrük Birliği’ne Türkiye 1996 yılında üye olmuştu.
Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği kurmaktaki amacı 350 milyonluk Avrupa Birliği pazarına erişebilmek, böylelikle ihracatını güçlendirmekti.
Oysa beklenenin tersi oldu. Türkiye, AB’nin açık pazarı haline dönüşürken, AB Türkiye’nin önemli ihracat kalemlerine engeller koymayı sürdürdü.
Türkiye, Gümrük Birliği’ne üye olup, AB’ye üye olmayan tek ülkeydi.
Günümüzde Türkiye’nin bu istisnai durumu ortadan kalkmak üzere…
Ancak Türkiye’nin istisnai durumunun ortadan kalkması sevinilecek bir gelişme anlamına gelmiyor.
Nitekim AB; Brezilya, Çin, Rusya Federasyonu ve Hindistan ile serbest ticaret anlaşmaları yapmak için girişimler başlattı. Kanada ile AB arasında kapsamlı bir ekonomi ve ticaret anlaşmasının müzakereleri önemli ölçüde ilerledi. Olası anlaşma ile mallarda, hizmetlerde, yatırımlarda ve kamu alımlarında serbestleştirme öngörülüyor. Benzer arayışlar AB ile Güney Afrika ve bazı Asya-Pasifik devletleri arasında da gözlemleniyor.

Sözünü ettiğimiz anlaşmalar gerçekleştiği durumda ne olacak? Hemen söyleyelim. Türkiye’nin AB pazarındaki zaten oldukça sorunlu olan rekabet gücü ciddi bir darbe daha alacak.

Türkiye, AB pazarında yukarıda saydığımız devletlerin ihraç ürünleriyle eşit koşullarda rekabet etmek durumunda kalacak.

AB’nin Türkiye karşısında elindeki kozlar artacak. AB bu durumda Kürt sorunu ve Kıbrıs gibi konularda tavizler vermesi karşılığında Türkiye ile Gümrük Birliği’nin yapısı konusunda pazarlıklara girişecek.

Bir önemli gelişme de AB’nin sübvansiyonları (desteklemeleri) ile ilgili.

2012 yılından sonra Avrupa Birliği’nin yeni üyelere vereceği sübvansiyonlar durduruluyor.

Yani, Türkiye, AB’ye üye olsa dahi, tarım, sanayi ve eğitim alanındaki fonlardan yararlanamayacak.

Türkiye, Gümrük Birliği ve AB’ye uyum sürecinde çökerttiği tarım ve sanayisini biraz olsun ayağa kaldırabilmek için yararlanabileceği tek fırsattan da mahrum kalacak…

(Hber Ekspres Gazetesi- 07.11.2011)

Hiç yorum yok: