09 Kasım 2011

YÖNETENLER VE YÖNETİLENLER- ZAFER YAPICI


Belki duymuşsunuzdur. Antalya’nın Manavgat ilçesinde Ali Tekin isimli bir ayakkabı boyacısı iki günlük geliri olan 50 lirayı depremzedelere gönderdi.

Okul öncesi, ilköğretim, lise ve üniversitede okuyan öğrenciler biriktirdikleri harçlıklarını…

Kıt olanaklarla geçinmeye çalışan işçiler, memurlar, dar gelirliler, yetimler, engelliler bile ellerinden geldikleri ölçüde Van’daki depremzede kardeşlerine ulaştırdılar desteklerini.

Elbette devletin olanakları da başta Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri olmak üzere resmi kurum ve kuruluşlar tarafından seferber edildi. Planlamada sorunlar yaşansa da devletin yardımları Van’a ulaştırıldı.

Değerli okurlarım, yönetilenler kıt olan kendi olanaklarını bölgeye sevk ederken, yönetenler devletin olanaklarını yönlendirmekle yetindiler.

Cevaplanması gereken temel soru bu noktada şu: Cumhurbaşkanı yani cumhurun başı, Başbakan, bakanlar, bakan yardımcıları, milletvekilleri, müsteşarlar, valiler… ne zaman yönetilenler gibi; yani cumhur gibi, halk gibi, sıradan yurttaş gibi olacaklar…

Ne zaman kendi olanaklarını; kazançlarını bir ayakkabı boyacısı gibi, çocuklar, öğrenciler, işçiler, memurlar, yetimler, engelliler gibi toplumsal yardımlara yönlendirmeyi akıl edebilecekler?

Sahi Cumhurbaşkanı maaşı 33 bin liraya yükseltildi…

Ya Başbakan’ın, bakanların, bakan yardımcılarının, milletvekillerinin, müsteşarların maaşları?...

Sakarya Valisi’ne 18 dönüm arazi içine 4.5 milyon liraya saray gibi konak yapıldı…

Asgari ücretle çalışanların maaşlarına ne kadar zam geldi?...

Cumhur ne Cumhurbaşkanı gibi ayda 33 bin lira gelire, ne de Sakarya Valisi’nin arazisi gibi bir arazinin binde birine kuracak çadıra sahip.

İleri demokrasi bu olsa gerek (!)…

Eğer gerçek demokrasiden ve insan haklarından bahsedilmesini istiyorsak yönetenlerin yönetilenleri örnek almaları gerekir. Yönetenler yönetilenlerin bakış açısıyla yönetmeyi öğrenmelidirler.

Yani halk gibi düşünerek, halk gibi yaşayarak, halk gibi kazanarak, halk gibi harcayarak ve halk gibi bir lokma ekmeğini paylaşarak…

Gerçek demokrasi ve insan haklarına giden doğru yol budur.

O zaman Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, bakan yardımcıları, milletvekilleri, müsteşarlar, valiler… tıpkı ayakkabı boyacısının, öğrencinin, işçinin, memurun, yetimin, engellinin yaptığı gibi; sizler de en azından birer maaşlarınızı depremzedelere bağışlayınız.

Siz de bir an için yönetilenin, cumhurun, yurttaşın bakış açısıyla hareket ediniz.

Ediniz ki gerçek demokrasi, insan hakları ve eşitlikten biraz olsun bahsedilsin...

(Haber Ekspres Gazetesi- 09-11-2011)

Hiç yorum yok: