30 Nisan 2012

İŞTE TÜRKİYE’NİN GERÇEKLERİ…- ZAFER YAPICI

• İstanbul Üniversitesi’nde Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen’e üye olan çalışanlardan 350’sinin baskı ile Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen’e üye yapılması… • Kamu çalışanları ve emeklilerin yılbaşından beri biriken zam alacakları 5 milyar’a ulaşırken hükümetin hala beklentilere cevap verememesi… • Vatandaşları 45 milyar 22 milyon lira borç batağına sokan bankalar, hala kredi vermek için adeta yarışırken, vatandaşların da tüm yaşamlarını kredi kartına bağlayarak günlük yaşaması ve hükümetin buna seyirci kalması… • Milyonlarca işsizin, iş arayanın, yoksulun, kimsesizin, engellinin ve üreticinin beklentileri… • Yüz yıllık Şehir Tiyatroları’nda repertuar belirleme yetkisinin sanatçılardan alınıp bürokratlara verilmesi. Başbakan tarafından da desteklenen zihniyetin sanata ve sanatçıya karşı uygulamaya çalıştığı muhafazakarlaştırma çabaları… • On sene içinde bastırılan kitaplar, dağılan bilgisayarlar, tabletler, akıllı tahtalar ve uygulanan programlarla gelinen sonuç: Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı’nda 50 bin öğrencinin sıfır çekmesi… • Duvarlarında egemenlik kayıtsız şartsın milletindir yazılı TBMM’de 23 Nisan nedeniyle türbanlı bir öğrenci meclis üyesinin yemin etmesi, konuşmasından sonra ayakta alkışlanması, bu olayı destekleyici açıklamaların öğrenci meclis başkanı tarafından özellikle TBMM kürsüsünden yapılması/yaptırılması ve yeni öğrenci modelinin Türkiye’ye tanıtılması… • 4+4+4’ler ile çocukların eline kitap, kalem, defter yerine tornavida, çekiç, cıvata verilerek geleceğin çocuk işçilerinin ve çocuk gelinlerinin yaratılması… • Önce Zonguldak ardından Konya şimdi de Şanlıurfa’da “haydi çocuklar camiye” kampanyası ile namazını camide kılan ve en çok puan alan çocuklara laptop verilmesi. 4+4+4 eğitim programlarına alıştırılma ve hazırlama girişimleri ile eğitimin dinselleştirilmesi… • Din üzerinden, cami üzerinden, 4+4+4 üzerinden dini siyasete alet ederek dinin siyasallaştırılması; siyasetin de dinselleştirilmesi girişimleri ile laiklik ilkesinin işlevsizleştirilmesi… • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “tarihle yüzleşmek” adı altında “İsmet İnönü camileri kapattı. Camileri, depo, ahır, lokal, hatta tuvalet yaptı” diyerek tarihi gerçekleri saptırıp CHP’yi halkın gözünde küçük düşürme gayreti içine girmesi… (Lütfen şu internet sitesine girip gerçekleri görünüz: http://www.turkcelil.com/? p=71026) • Sakallı, cüppeli, sarıklı, gerici, devrim karşıtı kimselerin Atatürk’ün ilke ve devrimlerine (Kemalizm) televizyon ekranlarından açık bir şekilde kin kusmasına olanak tanınması, izin verilmesi… • Atatürk fotoğraflarının Anadolu Ajansı dahil bazı resmi internet sitelerinden silinmesi… • Afyonkarahisar Valiliği kararıyla kentte piknik yerleri de dahil olmak üzere içki satışı ve tüketiminin yasaklanması… • Başbakan Erdoğan ile Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in TSK’ya ait 7 askeri okulun Maliye Bakanlığı’na devredilmesi konusunda anlaşma yapması. Bu okulların ve arazilerinin hangi amaç doğrultusunda kullanılacağının belli olmaması… • 2011 yılında Anıtkabir’i 3 milyon 902 bin kişi ziyaret etmesi ve bu sayının gün geçtikçe artması karşısında Genelkurmay Başkanı’nın 23 Nisan’ı es geçerek Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinden Anıtkabir ziyaretçi sayısının kaldırılmasına izin vermesi… • 19 Mayıs, 29 Ekim törenlerinin iptal edilmesinin ardından şimdi de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Anıtkabir’e gitme zahmetine giremeyen Başbakan ve Genel Kurmay Başkanı’nın Meclis Bakanı’nın verdiği 23 Nisan resepsiyonuna katılması… • Ulusal egemenlikten ve tam bağımsızlıktan bahsedilmemesi, yani ulusun kendi kendini yönetmesi ve başka bir devletin veya devletlerin yönetimi altına girmemesinin öneminin dile getirilmemesi… • Bir tarafta teröre kurban giden şehitlerimiz, diğer yandan vahşice katledilen kadınlarımız… • Kamuda çalışan sağlık personeline uygulanan şiddetin gün geçtikçe çoğalması… • Kuvvetler ayrılığı prensibine uyulmaması ve yargının siyasallaştırılması… • Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanının, vatandaşın hem takla atmasını hem de oynamasını büyük bir coşkuyla istemesi, vatandaşı oyuncak yerine koyması, vatandaş ile dalga geçmesi… • AKP hükümeti tarafından dış politikada komşu ülkelerle sıfır sorun yaşanması fikrinin, “Arap Baharıyla” birlikte değişim göstermesi. Türkiye’nin yanlış politikalarla komşularıyla sorun yaşayan bir ülke konumuna getirilmesi, Atatürk’ün, “yurtta sulh, cihanda sulh” sözünün unutulması… • Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “Türkiye olarak bundan sonra da Ortadoğu’daki değişim dalgasını sürdüreceğiz. Burada biz bu misyonun gereğini yaptık, yapmaya devam edeceğiz” diyebilmesi… • Tutuklu bulunan ve hala içerde yatmakta olan milletvekilleri, gazeteciler, muvazzaf ve emekli subaylar ile generaller, aydınlar, parti başkanı ve yöneticilerin ne ile yargılandıklarını bile bilmemeleri… * * * Değerli okurlarım, Türkiye’nin bazı gerçeklerini yukarıda kısa da olsa açıklamaya çalıştım. Önemli olan Türkiye’yi ve dünyayı iyi tanıma ve iyi analiz etmektir. Bu ortamda yetiştireceğimiz çocuklar; sevgi dolu, paylaşmasını bilen, kindar olmayan, düşünen, yorum yapan, hak arayan, sorgulayan, baskılarlardan korkmayan, Atatürk ilke ve devrimlerini şiar edinen, kendine güvenen fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür olmalıdır. Yoksa; biat kültürü ile yetiştirilip, çok yaşa padişahım diyen tek tip kindar kullar olarak birilerinin emirlerini yerine getirir durumda olurlar. Değerli okurlarım, asıl bilinmesi gerekenlerden birincisi, Türk milletinin dikkatinden Deniz Feneri e.V gibi büyük bir yolsuzluk davasının silinmek istenmesidir. İkincisi, Atatürk’ün kurduğu demokratik, laik sosyal hukuk devletinin ulus ve üniter yapısına karşı yapılan sivil karşı devrim sürecinin “darbeciler” adı altında yapılan tutuklamalarla örtbas edilmeye çalışıldığıdır. Daha doğrusu apoletsiz yapılan karşı devrim süreci, cumhuriyetin devrimlerini koruyan apoletlileri gözaltına alarak kendi apoletsiz darbesini kamufle etmektedir. Onun içindir ki yeni anayasayı bir an evvel yapmak bütün arzuları. Çünkü yapılan bu sivil darbe şimdiki anayasaya göre suç teşkil etmektedir. Eğer yeni anayasayı bu temeller üzerine yaparlarsa işte o zaman yasa ve anayasa önünde sütten çıkmış ak kaşığa dönmüş olacaklardır. Neden öncelikleri anayasa oluyor dersiniz?… İşte dün söylenen sözler; “Anıtkabir’de sap gibi duruyorlar”, “Türklük bir alt kimliktir”, “Yahu, milletin bütünlüğü ‘ne mutlu Türküm diyene’ ifadesiyle sağlanır mı?”, “Ancak bir inanç birlikteliği bu insanların bütünlüğünü sağlayabilir, aksi taktirde milli bütünlüğümüzü sağlamak mümkün değildir”, “Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Yahu bu millet istedikten sonra, tabii elden gidecek yahu. Sen bunu önüne geçemezsin ki”, “Türkiye Cumhuriyetinde 27 etnik grup yaşamaktadır. Bu 27 etnik grubun da varlıklarının tanınması gerekmektedir. ‘Türkiye Türklerindir’ gibi tezler yanlıştır”,“Tevhidi Tedrisat Kanunu nelerin önünü tıkamak, nelerin önünü açmak içindi? Harf inkılabı vasıtasıyla bir ülkenin tamamının bir anda sıfır okuryazar seviyesine indirgenmesi kimlere yaramıştır?”, “Amaca ulaşmak için gerekirse papaz cüppesi giyerim.”, “Bence demokrasi bir amaç değil, bir araçtır.”, “Türkiye, kendisine din olarak Kemalizm’i almış ve kitlelere zorla dikte edilmiştir” İşte bugün söylenen sözler; “Baskı ve zulüm neticesinde kapatılan imam hatiplerin orta kısımlarını yeniden açtık, İmam Hatip okulları bu ülkenin ve bu milletin göz bebeği olacak”, “Yumruklarımızı sıktık, dudaklarımızı ısırdık, sabrettik”. Son olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP Bursa İl Kongresi’nde; AK Parti’nin Türkiye’de bir evrim ve devrimin öncüsü olduğunu ve yeni anayasayı her hal ve şartta çıkaracakları sözünü vermesi her şeyi açık seçik ortaya koymuyor mu?... CHP ve MHP bu yüzden anayasa komisyonundan derhal çekilmeli, Cumhuriyetinin temel ilkelerinden ödün vermeyecek şekilde Türkiye’nin ve Türk Milletinin geleceği için siyaset yapmalıdırlar… AKP zihniyetinin asıl amacı; cumhuriyetle, Atatürk ilke ve devrimleriyle (Kemalizm) dolayısıyla bu değerlere sahip çıkanlarla hesaplaşmak… …Yeni anayasayı da bu temeller üzerine inşa edip ileri demokrasi (!) anlayışlarını daha da ileriye götürmek… (Haber Ekspres Gazetesi-30.04.2012- www.haberekspres.com.tr-www.turkcelil.com)

Hiç yorum yok: