09 Nisan 2012

SURİYE’NİN DOSTLARI, DÜŞMANLARI- ZAFER YAPICI


Değerli okurlarım, İstanbul geçtiğimiz günlerde çok önemli bir zirveye ev sahipliği yaptı.
Söz konusu zirve, aynı adlı zirveler zincirinin ikinci halkası. Birincisi Arap Baharı denilen “şeyi” ilk yaşayan ülkede; Tunus’ta gerçekleşmişti…
Zirvenin adı ilginç ve oldukça düşündürücü. Özenle seçilmiş bir ad… “Suriye’nin Dostları Zirvesi”.
Zirveye 80’e yakın devlet temsilcisi katıldı. Çoğu Batılı devletler.
Bir de Suudi çizgisindeki “bahara erişmiş” ya da “mevsimsel geçişleri hiç yaşamayan; doğaları ve ortakları gereği hep baharda kalmış” devletler var.
Zirveye, Başbakanın katıldığı her zirvede olduğu gibi (!) Başbakan Erdoğan’ın sözleri damgasını vurdu.
Başbakan İsrail’e laf atmıyordu bu kez. Tam da İsrail’in istediğini söylüyordu. İnanmayan İsrail liderlerinin açıklamalarına baksın.
Yarın İsrail’e laf atabilir belki. Ama biliyoruz ki yarın da İsrail’le stratejik yolları buluşacak.
Neydi İsrail’in ve elbette ABD’nin istediği?
Öncelikle Suriye’yi karıştırmak. Suriye, çok kutuplu dünya düzeninin anahtar devletlerinden Rusya Federasyonu ve İran’ın müttefiki…
Sadece bu mu İsrail’in istediği?
Elbette hayır. Bir de Suriye’yi sonra da Ortadoğu’yu iç çatışmalara sürükleyerek bölgesel gücünü arttırmak…
Suriye’nin Iraklaştırılma projesi işliyor.
Başbakan Suriye halkı için meşru müdafaa lafları ediyor.
Oysa meşru müdafaa Birleşmiş Milletler sisteminde devletlerin sadece bir başka devlet tarafından silahlı saldırıya uğramaları durumunda ve sadece devletler tarafından kullanılabilecek bir hak.
Ya başbakan Suriye’de desteklediği grupların aslında devlet olduklarını ve bir başka devletin; Suriye’nin silahlı saldırısına uğradıklarını ifade etmek istiyor.
Ya da uluslararası hukuk açısından yetersiz danışmanlarının yanlış yönlendirmeleri sonucu faka basıyor.
Zirve sonuç bildirgesine Erdoğan’ın meşru müdafaa ile ilgili sözlerinin yazılması birinci olasılığı kuvvetlendiriyor. Çünkü ABD de bu kavram skandalına destek veriyor… Kim bilir belki de uluslararası hukuka aykırı bu kavramsal kullanım, Türkiye’den önce ABD’de tasarlanıyor…
Özelde ABD, genelde Batı dünyası yeniden “çek defteri diplomasisi”ne döndü.
Cepheye gitmek istemiyorlar. Ülkelerinde Vietnam Savaşı’nda olduğu gibi tepkiler gelmesini bu yolla engellemek istiyorlar.
Ancak kendi çıkarlarına göre dünyayı dizayn etmek de istiyorlar.
Gerekirse savaşlarla.
Ve bunun için de savaşa hazır müttefiklere ihtiyaç var. Yüklü çeklere ya da o büyük gücün siyasi desteğine rağbet edecek, bunlara muhtaç iktidarlara ve hatta muhalefetlere.
Gözümüz aydın olsun! Stratejik önemimiz artıyor!
Yeni cepheler, yeni zirvelerde açılıyor.
Yoksa Suriye’nin dostları Suriye’yi dönüştürmek için önce Türkiye’yi mi dönüştürüyor?
(HABER EKSPRES GAZETESİ-09.04.2012-www.haberekspres.com.tr-www.turkcelil.com)

Hiç yorum yok: