17 Şubat 2014
Rubicon Nehri Geçildi mi? - Zafer Yapıcı
Jül Sezar.
Önce bir askerdi…
Ünlü Galya Seferi ile Roma topraklarını Atlas Okyanusu’na kadar genişletti. Halk nezdinde kahramanlaştı.
Bu büyük zaferinin ertesinde, Sezar’ın artan kibrinin ve kurmak istediği garip ittifakların yaratabileceği tehlikeleri fark eden Roma Senatosu ondan lejyonlarını dağıtmayı talep etti. Jül Sezar, bu talebe cevap olarak “Alea Iacta Est” (Zarlar atıldı, ok yaydan çıktı) dedi. Senato’nun Sezar güçlerinin geçmesini yasakladığı bir “kırmızıçizgisi” vardı: Rubicon Nehri. Sezar, buna rağmen nehri geçmekte tereddüt etmedi.
“Rubicon’u geçmek” terimi o tarihten itibaren birçok Avrupa dilinde geri dönüşü olmayan bir yola girmek anlamında kullanılır.
Bu tercihin sonu bir iç savaştı.
Daha iç savaş başlamadan Sezar’ın birçok karşıtı Roma’yı terk etti, ancak bazıları Roma’da kaldı.
Sezar’ın şakşakçıları da vardı elbette. Güce tapanlar. Sezardan çok Sezarcı olanlar... Onunla kişisel ilişkisi sonucu makam, mevki kazananlar. Her devrin adamları…
…
Sonra ne mi oldu? İç savaş sonrası gücünün zirvesindeki Sezar, kontrolsüz gücün korkuttuğu ve/veya kontrolsüz güce onun yerine sahip olmak isteyen Roma’da kalanlar tarafından öldürüldü. Bu kişiler içinde, onun yanında gözükenlerden biri; oğlum dediği Brutus de bulunmaktaydı. Rivayet odur ki, onu “Sezardan çok Sezarcılar” bitirdi.
Bizim hikayemizde Rubicon Nehri geçildi gibi. “Sezar the kid”, dictator perpetuus (hayat boyu diktatör) olacağını sanıyor. Bunu yapabilmek için Cumhuriyetçi gözüküp, Cumhuriyeti yıkmak isteyenlerin değirmenine su taşıyor.
Bu koşullarda tek dileğimiz Roma’nın yanmaması…
Not: Yazıda Sezar yerine siyasetten hangi ismi/isimleri koyarsanız sırıtmıyorsa, bu hikayenin Sezarı odur/onlardır. (HABER EKSPRES GAZETESİ-17.02.2014)
Zafer YAPICI
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder