03 Şubat 2014
Yolsuzluk, Yoksulluk Ve Yasaklar - Zafer Yapıcı
Yolsuzluk, yoksulluk ve yasakları önleyeceğini ileri sürerek iktidar olan AKP Hükümeti on bir yıl sonunda inanılmaz mesafeler alarak cumhuriyet tarihinde görülmemiş rekorlara imzasını attı (!).
Erdoğan, Türkiye 2002 Seçimleri’ne giderken neler söylemişti:
“…Bir bardak çay 20 kuruş, bir simit 20 kuruş. Beş kişilik bir aile, üç öğün çayla ve simit yiyerek karınlarını doyurmaları halinde ayda 180 lira ödemek zorunda. Asgari ücret ise 184 lira. Bu insanlar kalan 4 lira ile diğer ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar? Sizin Allah’tan korkunuz yok mu? İnsafınız, vicdanınız yok mu?”.
Yıl 2014…
TÜRK-İŞ’in verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.099, yoksulluk sınırı ise 3.580 TL’dir.
Ya asgari ücret?...
O da 846 TL.
Değerli okurlarım, Başbakan 2002 yılında yoksullukla nasıl mücadele edeceğini çay-simit hesabı yaparak halktan nasıl oy alıp iktidar olduysa…
Gelin hep birlikte gelenekselleştirdiğimiz çay-simit hesabını yaparak Başbakanın sözünü tutmadığını ispatlayıp iktidardan gitmesi gerektiğini hatırlatalım.
Sayın Başbakan,
En iyimser fiyatlarla bugün bir bardak çay 75 kuruş, bir simit 75 kuruş. Beş kişilik bir aile, üç öğün çayla ve simit yiyerek karınlarını doyurmaları halinde ayda 675 lira ödemek zorunda. Asgari ücret ise 846 lira. Bu insanlar kalan 171 lira ile diğer ihtiyaçlarını (dengeli beslenme, giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık, ve sosyal yaşam) nasıl karşılayacaklar? Sizin Allah’tan korkunuz yok mu? İnsafınız, vicdanınız yok mu?...
Bir tarafta evine ekmek dahi götüremeyen milyonlarca işsizler, her gün yatağa aç giren yüz binler…
Ürününü ekemeyen, ekse de değerini alamayan köylüler, çiftçiler, gelecek kaygısıyla yaşayan gençler ve onların gelecek kaygısını paylaşan anne ve babalar…
Sokaklarda yaşayanlar, kimsesizler, evden dışarıya çıkıp üretmek isteyen; ama çıkamayan engelliler…
Siftah dahi yapmadan dükkanlarında bekleyen ve sonunda kepenklerini kapatmak zorunda kalan esnaflar, her geçen gün çarklarının dişleri teker teker duran sanayiciler…
Haklarını alamayıp sokağa dökülen, biber gazlarıyla, coplarla susturulmaya çalışılan işçiler, memurlar, öğretmenler, sendikacılar, kızlı erkekli öğrenciler…
Diğer tarafta,
Ayakkabı kutuları, para sayma makineleri, babalar(!) ve oğulları ile gündeme yerleşen cumhuriyet tarihinde görülmemiş 17 Aralık Yolsuzluk Depremi…
Bir tarafta yoksulluk (fakirlik, fukaralık, sindirme, korkutma, kaderine razı ol vaazları)…
Diğer tarafta,
Yolsuzluk, yandaşlık, zenginlik, umursamazlık, hukuksuzluk, adaletsizlik…
Ve yasaklar ( yazılı ve görsel medya ile internet sitelerine uygulanan sansür ve yasaklar ile basın özgürlüğünün ve halkın haber alma özgürlüklerinin elinden alınması)…
İşte AKP’nin “3Y” si,
Ve "Ben bugüne kadar evladından hırsızlık öğrenen baba görmedim, duymadım. Hırsızlık babadan evlada geçer. Evlattan babaya değil. Yönetimlerde hırsızlık yukarıdaki üst yöneticilerden altta ki yöneticilere oradan da halka yansır" sözleri(!)…
* * *
Değerli okurlarım, AKP iktidarı bu “3Y’ ile yani yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar ve söylemlerle yönettiği Türkiye’yi Mart ayı sonunda yapılacak olan yerel seçimlere nasıl güvenli, tarafsız ve adaletli bir şekilde götürebilir?...
Ve ardından sırasıyla yapılacak olan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine…
Uyan Türkiyem uyan… (HABER EKSPRES GAZETESİ-03.02.2014)
ZAFER YAPICI
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder