29 Ocak 2008

CHP İZMİR İL KADIN KOLLARI DURMAK NEDİR BİLMİYOR - ZAFER YAPICI

Ülkemizin gündemi sürekli değiştirilmekte.

Gündemi son zamanlarda türban konusunun işgal etmesinin iki temel amaca yönelik olduğu görülüyor.

Birincisi yolsuzluk, yoksulluk ve yandaşlığa türban giydirilerek gerçeklerin saklanmaya çalışılması. Yani kimlik tartışmasının arkasına gizlenerek halktan yana olmayan bir düzenin sürekliliğinin sağlanması.

İkincisi ise yine türban söylemine ve içi boş özgürlük nutuklarına başvurularak yasal ve anayasal düzenlemelerle Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus, laik ve üniter yapısının değiştirilmeye çalışılması.

Bu oyun nereden bakarsanız bakın tehlikeli. Din siyasete alet edilirken, siyaset dinselleştiriliyor. Türban, erkek egemenliğinin üzerinden üretildiği bir sembol konumuna geliyor. Üstelik bu durum "kadının özgürlüğü" kavramıyla tanımlanarak, özgürlük kavramının da içi boşaltılıyor.

Değerli okurlarım, tartışılan konu aslında türban değil! Türban örtüsü altında tartışılan konu Türkiye Cumhuriyeti'nde laiklik anlayışının var olmaya devam edip etmeyeceği. Türbanı tartışırken, neyi tartıştığımızı çok iyi bilmemiz gerekiyor.

Böyle tehlikeli bir süreçte kadınlara önemli görevler düşüyor. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu ortamda, kadının cumhuriyet değerlerini savunması, kadının kendi hakkını savunması anlamına geliyor.

Kadının misyonu sadece kendi hakkını savunmaktan ibaret değil elbette. Geleceği kuracak olanlardır kadınlarımız...Sizler, bu ülkenin kadınları, lütfen başınızı kaldırıp etrafınıza bir bakınız. Yurdumuzda neler olduğunu anlamaya çalışınız. Geleceğinize koyulan ipoteklerin farkına varınız. Çocuklarınızın ve torunlarınızın önlerine konacak tüm engellerle onların adına, onların geleceği adına siz yüzleşmek durumundasınız. Bu engelleri siz aşmak durumundasınız. Sorumluluk alıp birliği beraberliği sağlayıp güç olmak, güçlü olmak durumundasınız. Çünkü çocuklarınızın ve torunlarınızın size, senin de onlara ihtiyacınız var. Onların ve sizin cumhuriyete, laikliğe ve çağdaş demokrasiye ihtiyacınız var...

Değerli okurlarım bu sorumlulukla örgütlenen; sizin kaygılarınızı paylaşan, sizin içinizden gelen, "ben" egosunu yenip "biz" diyebilen, bizin ortak siyasi bilinciyle hareket eden kadınlar siyaset alanında da mevcut. CHP İzmir İl Kadın Kolları bu siyaset anlayışı için önemli bir örnek. CHP'li kadınlar karşılık beklemeden, bir yerlere gelme adına değil; topluma bir şeyler verme adına durmadan dinlenmeden CHP ideolojisi ve Atatürk sevgisi doğrultusunda fedakarca ve kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyorlar.

CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Gülşen Koşanoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, 28 ilçenin Kadın Kolları başkan ve üyeleriyle birlikte zamana karşı yarışarak, halkı bilinçlendirmek adına büyük başarılara imza atıyorlar. Kadın Kolları, sokak sokak, köy köy örgütlenerek halka bir yandan AKP'nin yanlış politikalarını anlatırken diğer yandan da CHP'nin iktidara geldiğinde izleyeceği halkçı politikaları ve şu anda ana muhalefet olarak CHP'nin neler yaptığını aktarıyorlar.

Son çalışmalarından bir örnek: 23 Ocak 2008 Çarşamba günü CHP İzmir İl Kadın Kolları Kiraz ilçesine giderken beraberinde 900 adet CHP'nin Halk gazetesini de götürmüşler. İlçede çarşamba günü kurulan köylü pazarını çalışma alanı olarak belirleyen CHP İl Kadın Kolları Halk gazetelerini hem pazar esnafına hem de ilçe halkına akşamın geç saatlerine kadar dağıtmışlar. Yüzlerce kişiyle görüşmüşler. İlçe halkının hem sevgisini hem de takdirini kazanmışlar.

CHP Kadın Kolları çalışmalarında; Kemalizm, sosyal demokrasinin evrensel değerleri, demokratikleşme, kalkınma ve erdemlilik doğrultusunda halkı bilgilendiriyor. Kadın hakları bilincini aktarıyor. Yolsuzluk, yoksulluk, yandaşlık ekonomisinin açmazlarını tartışıp, sosyal devlet anlayışını vurguluyor. Sorunları dinlerken, çözümleri de sunuyor...

Dip dalgası, kadınlar aracılığıyla büyüyor...

CHP'li kadınlar Türkiye Cumhuriyeti'nin ulus, laik ve üniter yapısının tehdit ve tehlike altında olduğu şu günlerde çalışmalarını zamana karşı yarışarak yapıyorlar. Bu olağanüstü bir fedakarlıktır. Çünkü kadın annedir de. Evine, eşine, çocuklarına karşı sorumlulukları varken; bana ne demeden, hem ailevi sorumluluklarını hem de ülkesi için sorumluluklarını yerine getirmek büyük bir fedakarlıktır. Bu fedakarlığın kaynağı, çocuklarının, torunlarının geleceğinin, ülkenin geleceğine bağlı olduğu konusundaki bilinçtir.

CHP Kadın Kolları örneği Türk kadının neleri başarabileceğinin bir kanıtı değil mi?

Bir tarafta türbanın bayraktarlığını, laikliğin karşıtlığını yapan; bunu da siyaset olarak algılayıp öyle davranan kadınlar...

Diğer tarafta da demokratik, laik sosyal bir hukuk devletinin ulus, laik ve üniter yapısını çağdaşlık adına, çocuklarının ve Türk milletinin geleceği adına zamanla yarışarak koruma, kollama ve yüceltme amacıyla mücadele eden CHP'li kadınlarımız, çağdaş kadınlarımız, halkçı kadınlarımız, demokrat kadınlarımız, aydın kadınlarımız...Sizler iyi ki varsınız...

(Haber Ekspres, 29 Ocak 2008)

Hiç yorum yok: