Bir emekçisiniz. Farz edin Tuzla Tersanesi'nde ölümüne çalıştırılmışsınız. İş çıkışı "alın terinizin eksik karşılığını"; yevmiyenizi cüzdanınıza koymuş, evinize dönüyorsunuz. Tam o sırada karşınızda bir sokak serserisi beliriyor. "Ya canını alacağım, ya cüzdanını" diyor. Çevrenizde birçok insan var. Onlardan destek almak istiyorsunuz. Ancak hepsi şunu söylüyor ağız birliği etmişçesine: "-Uzlaşın. Şöyle önce bir adım geri atın ikiniz de. Örneğin sen cüzdanındaki paranın yarısını ver ona. Uzlaşın. Önce bir adım geri atın, biz de huzurlu huzurlu yaşayalım..."
Şaşırıyorsunuz. Ya geri adım atacaksınız. Çocuklarınızın rızkını soyguncuyla paylaşacaksınız, "uzlaşmış olacaksınız". Onaylanacak, kabul göreceksiniz. Ya da hakkınızı arayacaksınız. Sizin olanı koruyacaksınız, geri adım atmayacaksınız. Ama belki dövüleceksiniz, belki vurulacaksınız bir kuytuda. Belli olmaz, belki suçlu ilan edileceksiniz, mahkemeye çıkmadan adliye koridorlarında...
Ne yapardınız? Geri adım atar mıydınız?
* * *
Gencecik bir delikanlısınız. Terörden çok çekmiş yerlerden birindesiniz. Bir gün otobüsünüz durduruluyor teröristlerce. "-İnin" diyorlar herkese. İniyorsunuz. Sizi uçuruma doğru sürüklüyorlar sonra. Öyle ki tek bir adım kalıyor yaşamla ölüm arasında. Sonra birileri geliyor. Oranın "ileri geleni" olduğunu anlıyorsunuz gelenin. Diyor ki "-Durun bakalım. Ne oluyor burada. Terör kötüdür. Ama bunlar terörist değil ki. Herkes bir geri adım atsın. Gerginlik bitsin!"
Yaşamla ölüm arasındaki mesafenin sizin için bir adım olduğunu onlar da biliyor, siz de biliyorsunuz... Geri adım atmazsanız belki onlara geri adım attıracaksınız. Belki de kurşunlanacaksınız. Belli olmaz, terörist diye sorgulanan siz olacaksınız belki, onlar yeni terörist eylemlerini örgütlerlerken...
Ne yapardınız? Geri adım atar mıydınız?
* * *
Bir cumhuriyet kurmuşsunuz. Öylesine aydınlık, öylesine örnek ki dünyaya... Irkı, dini, mezhebi, cinsiyeti diye ayırmamışsınız insanları. Kucaklamışsınız... Savaşmışsınız onun için, can vermişsiniz. Gün gelmiş, kurduğunuz her şeyi yıkmak isteyenler türemiş, içeriden dışarıdan... Öyle gizli gizli değil, açıkça... Cumhuriyetinizi, özünüzü, kendinizi korumak için dökülmüşsünüz meydanlara. Sonra birileri çıkagelmiş. Demişler ki "-Durun bakalım. Herkes bir adım geri atsın. Dünya değişti artık. Uzlaşın..."
Onların "iki adım ileri, bir adım geri gitme" stratejisiyle bu yerlere geldiklerini biliyorsunuz diyelim. Bir adım geri hamlesinin daha sonraki iki adım ileri hamlesinin hazırlığı olduğunun da farkındasınız. Sizin için ise artık küçük bir geri adım her şeyi kabullenmek anlamına geliyor. Geri adım atmazsanız, belki onlar çözülecekler. Ama belki de hedef gösterileceksiniz vatansever olduğunuzdan dolayı... Gün gelecek yargılanacaksınız belki de, üçkağıtçılığa ortak olmadığınız suçuyla üçkağıtçılarının düzeninin kurulduğu bir ülkede...
Ne yapardınız? Geri adım atar mıydınız?...
(Haber Ekspres, 1 Nisan 2008)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder