28 Ağustos 2009

KAÇ YAŞINDA OLMALIYIZ?... - ZAFER YAPICI

Bir an çocukluğum geldi aklıma. Girdim zaman tüneline. Gittim 47 yıl evvelline.
Kendimi gördüm aynada.

9 yaşındayım...

Babam çalışıyor...

Belki zengin değildik ama annem, babam ve üç kız kardeşimle, mutlu ve umut dolu bir hayatı konuk etmiştik ailemize...

Hiç unutmuyorum; sabahları erken kalkar "yurttaşlık bilgisi" kitabını büyük hevesle okur ve okula giderdim. İlk yaptığımız şey arkadaşlarımızla selamlaşmak, hep beraber okulun giriş kapısında çok sevdiğimiz öğretmenimizi beklemek ve ona "günaydın öğretmenim" demekti.

Sonra zilin çalmasını beklerdik.

Neşe içinde geçerdi bütün derslerimiz. Hepimiz geleceğe ümitle bakardık. Bir defasında öğretmenimiz bize "ileride ne olmak istiyorsunuz?" dediğinde verdiğimiz cevaplar sanki Atamıza verilmiş birer söz gibiydi...

Ne güzel günlerdi o günler. Yerli Malı Haftası kutlanırdı okulumuzda örneğin. Yurdumun efendisinin ürettiği ürünleri taşırdık sıralarımıza. Sergilerdik doya doya. Gururlanırdık. Duygulanırdık. Üretkenliği öğrenirdik ufuklara güvenle bakabilmek için, ufukları içimizde yakalamak için...

Sonra öğretmenimiz, gözleri dolu dolu, Atatürk'ü anlatırdı. Bu anlatımlarda tüm öğrenciler mücadelelerin ve zaferlerlerin içinde yerlerini alırlardı sanki.

Güvenle, umutla, dikkatle ve büyük bir sessizlik içinde dinlerdik öğretmenimizi.
Zaten o sessizliğin içinden çıktı Atatürk'ün gençliği...

Sahiplendi "gençliğe hitabı"nı aklıyla, mantığıyla.

Ve büyük gururla...

Daha ileriyi hedefledi.

Çünkü bayrak sevgisini, vatan sevgisini, millet sevgisini, cumhuriyet sevgisini, Atatürk sevgisini, öğretmen sevgisini, insan sevgisini bu Milli Eğitim yuvasında öğrendi...

23 Nisan'ı, 29 Ekim'i, 26 Ağustos'u, 30 Ağustos'u, 9 Eylül'ü, 10 Kasım'ı bu Milli Eğitim yuvasında duyumsadı...

"Ne mutlu Türküm diyene" sözünün anlamını; cumhuriyet bilincini bu Milli Eğitim yuvasında özümsedi...

Akıla-bilime güveni ve eleştirel düşünceyi bu Milli Eğitim yuvasında kavradı...

***

Evet değerli okurlarım, sizce Türkiye'nin gerileme sürecinin içeriğini tam olarak algılayabilmek için kaç yaşında olmamız gerekir?

***

Yaşıt okurlarım, lütfen benim gibi, bir an için zaman tünelinden geçip okul çağlarınızın o tertemiz cumhuriyet bilincinizi hatırlayınız, gençlerimize hatırlatınız.

Genç okurlarım, yozlaşmış eğitim sistemi tarafından türlü yollarla edilgenleştirilmeye çalışılan gençlerimiz... Sizler de "ezber bozmak" sözcükleriyle yaratılan yeni "ezberleri" aklınızla, mantığınızla sorgulayınız. Küresel bir ezberi değil eleştirel düşünceyi rehber alınız...

Ancak böylelikle milli eğitimimizin, milli kültürümüzün ve milli kimliğimizin hangi tahribatlara uğratıldığını ve bu tahribatların yarattığı tehlikeleri algılayabiliriz.

...Aynı zamanda ilerlemek için, barış için, umut için "gerçek açılımın" ne olduğunu da!

...Yanılıyor muyum?...

(Haber Ekspres, 25 Ağustos 2009)

Hiç yorum yok: