02 Mayıs 2011

CHP "İKTİDARA DOĞRU YÜRÜRKEN"... ZAFER YAPICI


Değerli okurlarım, görülüyor ki Cumhuriyet Halk Partisi’nde görev yapan PM üyesi Bülent Kuşoğlu’nun ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli’nin basına yansıyan cemaatlerle ilgili açıklamaları CHP’lileri son derece üzmüştür.

Sena Kaleli’nin, “cemaatleri yok saymak sivil toplum anlayışına uygun değildir” sözü sivil toplumu tarikat yapılandırmasına indirgeyen, CHP’nin fikir ve ideolojisiyle hiçbir bağlantısı olmayan sözlerdir. Sivil toplum, ancak bireysel iradenin itaat olgusuyla ipotek altına alınmadığı toplumlarda yeşerebilir. Sivil toplum demokrasinin temel göstergelerinden biridir de… Eğer Kaleli’nin sözleri doğru bir sosyolojik temele dayanıyor olsaydı örneğin Vahabi anlayışının hüküm sürdüğü Suudi Arabistan, sivil toplumun en çok geliştiği ülke olurdu… Biz Suudi Arabistan’a dünyanın en demokrat ülkesi derdik!

Sayın Sena Kaleli parti içi eğitimden sorumlu genel başkan yardımcısı yapılmıştır üstelik. CHP’de parti içi eğitim, artık bu anlayışla mı yürütülecektir?

Geçtiğimiz aylarda CHP’ye katılan ve parti meclisi üyesi yapılan Bülent Kuşoğlu’nun, “ tekke ve zaviyeler yeniden açılmalı” sözleri de derin üzüntüye sebep olmuştur.

CHP Parti Meclisi üyesi Bülent Kuşoğlu, önce tekke ve zaviyelerin kapatılmasını eleştirmiştir. 1925 yılında çıkan ve devrim yasaları arasında bulunan kapatma sonucu toplumun yozlaştığını savunan Kuşoğlu; cemaatlere karşı olmanın, dünyayı tanımamaktan kaynaklandığını ileri sürmüştür…

Şu sözler Kuşoğlu’na ait: ‘Bunlar irtica yuvaları!’. Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları. Tekke ve zaviyeler birer üretim yeridir. Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Oralarda insan yetiştirilirdi, oralar eğitim ve kültür kurumlarıydı. Onun için de bu tür kurumlara ihtiyaç var. Bu kurumların yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir.”

* * *

Atatürk, Kastamonu’da 30 Ağustos 1925 tarihli nutkunda türbedarlıkların, tekkelerin ve zaviyelerin kapatılacağının ve tarikatların kaldırılacağının işaretini şu sözlerle vermişti: “Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir (lekedir). Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.”

30 Kasım 1925 tarihinde yürürlüğe giren 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlar ile Bazı Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun ile tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve bazı geleneksel unvanların kullanılması yasaklanmıştır. Kanun, bütün tarikatlarla birlikte; şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır.

* * *

Şimdi Sayın Kuşoğlu ve Sayın Kaleli’ye sormak istiyorum…

Siz hangi partide, hangi ideoloji ile görev ve siyaset yapıyorsunuz; onu biliyor musunuz?...

Siz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yaptığınızı unutuyorsunuz.

Siz CHP’nin ideolojisinin Kemalizm olduğunu, sosyal demokrasinin evrensel değerleri olduğunu unutuyorsunuz.

Siz demokrasi için sigorta olan laikliği unutuyorsunuz…

Siz CHP’nin ilk Genel Başkanının Mustafa Kemal Atatürk olduğunu unutuyorsunuz.

Siz Mustafa Kemal’in ilke ve devrimlerini unutuyorsunuz.

Biriniz PM üyesi yapıldınız. Diğeriniz Genel Başkan Yardımcısı.

CHP örgütü, 12 Haziran seçimlerinde iktidarı hayal ederken siz partinin ideolojisini, ilkelerini ve yapılan devrimleri bir tarafa itip cemaatleri, tekkeleri ve zaviyeleri gündeme taşıyarak hem CHP tabanını hem de CHP’ye oy verecek seçmenleri kızdırmış oldunuz.

Anlaşılıyor ki sizin niyetiniz CHP’yi iktidar yapmak değil. Sizin niyetiniz olsa olsa CHP’yi dönüştürmek…

Şunu bilmenizi isterim. CHP yaşadığı müddetçe onun ideolojisi, ilkeleri ve devrimleriyle yaşayacaktır. Gerçek CHP’liler onu değiştirmeye çalışanların da her zaman karşısında olacaklar. CHP’nin sahipsiz olmadığını açık ve net bir şekilde duyurmak istiyorlar.

Şimdi Kuşoğlu ve Kaleli’ye diyoruz ki, derhal bu yaptığınız açıklamalardan dolayı CHP örgütünden ve Türk milletinden özür dileyiniz. Çünkü yıllardan beri bu ideoloji uğruna emek vermiş, alın teri akıtmış fedakar insanlarımız incinmiştir. Güven duyguları sarsılmıştır. Elbette bu konuda CHP genel başkanının da yapması gerekenler vardır!

CHP Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partidir. O halkın partisidir. O kimsenin tekelinde değildir. Ben yöneticiyim. İstediğimi söylerim, istediğim gibi davranırım, istediğim değişikliği yaparım gibi davranışları kimse ama kimse keyfi olarak sürdüremez.

CHP sahipsiz bir parti değildir… CHP sıradan bir parti değildir.

Çünkü HEM CUMHURİYET HEM DE CHP BİZE ATAMIZDAN MİRASTIR.

Türkiye’nin geleceği için onu kollamak ve korumak hepimizin görevidir…

* * *

Biliyoruz ki Türkiye için bugün de çözüm Atatürk’tedir. Altı oktadır…

Ne dersiniz, belki tam da bunun için CHP dönüştürülmek istenmektedir!...

(Haber Ekspres Gazetesi- 02-05.2011)

Hiç yorum yok: