Cumhuriyet Halk Partisi 2002 ve 2007 genel seçimleri öncesinde hazırlamış olduğu seçim bildirgelerinde; hedefini temiz siyaset, dürüst yönetim ve yolsuzluklarla sürekli mücadele olarak belirlemişti. Bunun için de; CHP iktidarında milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını, Siyasi Ahlak Yasası ile temiz siyasetin kurala dönüştürülmesini, devlet sırtından usulsüz zenginleşmenin tüm kapılarının kapatılmasını, usulsüz zenginleşen ve zenginleştirenlerden hesap sorulmasını, siyasetin ve ticaretin birbirinden ayrılmasını sağlayacak tedbirlerin alınmasını vaat etmişti.
Değerli okurlarım, Cumhuriyet Halk Partisi bu seçim bildirgeleriyle seçimlere girdi. Seçimler sonrasında AKP iktidar, CHP de ana muhalefet partisi olarak parlamentoda yerini aldı.
AKP'nin anayasaya, cumhuriyete ve laikliğe karşı uygulamalarını ve yolsuzluğun, yoksulluğun, yandaşlığın çığ gibi büyümesinde büyük payı olduğunu her fırsatta dilen getiren CHP idi.
CHP'nin bu aktif siyasetinden memnun olmayan kesimler CHP'yi "istikrarı bozan bir parti olarak" kamuoyuna sunmaya başladılar...
En son Dişli Vakası ve Deniz Feneri e.V. Davası siyasetten iş dünyasına, basın-yayın sektöründen tüm yurttaşlara kadar ülkede deprem etkisi yarattı. Vatandaş, "ülkemde neler oluyor?" sorusunu sormaya başladı. Siyasi iktidar doğal olarak bu durumdan da rahatsız oldu. Yolsuzluk depremini halka duyuran CHP'ye ve medyaya karşı öfke siyaseti uygulayıp, yolsuzluğa muhalif tüm kesimleri sindirmeye çalıştı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal ve Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin seçim meydanlarında vaat ettiği temiz siyaset, dürüst yönetim ve yolsuzluklarla sürekli mücadele sözlerini son olarak AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ile ilgili iddiaları göz önüne sererek yerine getirdiler...
TBMM'de Kemal Kılıçdaroğlu, Dengir Mir Mehmet Fırat'ın AKP Genel Başkan Yardımcılığı sıfatını kullanarak yaptığı yanlışları resmi belgeler ile kanıtladı.
1- Kılıçdaroğlu, Fırat'ın ortağı olduğu MENAS'ın hayali ihracat yaptığına dair Danıştay kararını açıkladı. Kılıçdaroğlu, hayali ihracatın işleyişini şu sözlerle aktardı: "İhracat yapılmış gibi gösteriliyor ama dışarıdan döviz gelmiyor. Dövizi iç piyasadan toplayıp Mersin Serbest Bölgesi'nde bir hesaba yatırıyorlar ve dışarıdan döviz gelmiş gibi gösteriyorlar. Bunun sonucunda da teşvik alıyorlar."
2- MENAS'ın mallarını taşıyan tırda 89 kilo eroin çıktığını Kılıçdaroğlu ortaya koydu. Fırat olayı doğrulamak zorunda kaldı. Yakalanan tır şoförü için "Bu şüpheli bir şoför. Daha önce de takip ediliyordu" diyebildi. Bu itirafın karşısında Kılıçdaroğlu, "düzgün çalışan bir firma ise neden şüpheli bir adamı çalıştırıyor?" sözleriyle Fırat'ın yanıtlayamayacağı bir soru daha sordu.
3- Fırat'ın ancak uyuşturucu olayı kamuoyuna yansıdıktan sonra notere gidip söz konusu şirketten ayrıldığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu bu durumu şöyle ifade etti: "Fırat, ben 1 Eylül 2007'de şirketten ayrıldım diyor. Neden ayrıldığınız tarihten 8 ay sonra notere gittiniz? Notere gitmek o kadar zor mu? Niye uyuşturucu olayı kamuoyuna yansıdıktan sonra notere götürüyorsunuz? Fırat, uyuşturucu haberinin kendisine sorulmasından sonra notere gidiyor."
4- Kılıçdaroğlu, Fırat'ın isminin geçtiği, Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne hitaben yazılmış bir belgeyi ortaya çıkardı. Belge kısaca "bizim ürünlerimizi sınırdan geçerken aramayın" diyor. Böylelikle Fırat'ın siyasal nüfuzunu ticari ilişkilerinde kullandığı belgelendi.
5- Ukrayna hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti Gümrük İdaresi'ne MENAS Dış Ticaret'in gönderdiği faturaların sahte olduğunu, olabileceğini ve bunların incelenmesini isteyen yazısı üzerine konu gümrük kontrolüne intikal ettiriliyor. Bu olaydan sonra Fırat'ın Gümrük Kontrolörünü Başbakanlık Teftiş Kurulu'na şikâyet ettiğini Kılıçdaroğlu belgesiyle ortaya çıkarıyor. Bir kez daha Fırat'ın siyasi nüfuzunu, ticari çıkarları için kullandığına tanık oluyoruz.
6- Fırat, bir ticari faaliyetinde 'çift fatura' kullandığını itiraf ediyor. Oysa ticari ilişkilerde çift fatura kullanımı yasalara göre suç.
Değerli okurlarım, iktidarın iki numaralı kişisi durumundaki bir siyasetçinin görevi; hayali ihracattan haksız kazanç elde edenlere, uyuşturucu ticareti yapanlara, gümrüklerde nüfuzunu kullanarak çıkar sağlamak isteyenlere, siyasi gücünü kullanarak yaptıkları yanlışlıkları örtbas etmek isteyenlere, sahte ve çift fatura düzenleyenlere engel olmak değil midir?
Kılıçdaroğlu'nun "Siyasette ahlakı egemen kılmak için bu toplantıyı yapıyoruz" sözleri her şeyi açık ve net ortaya koymuyor mu?
Sözde değil özde; yolsuzluğun, yoksulluğun ve yandaşlığın karşısında olacak bir yönetimi özlüyor Türk milleti...
Eğer hedef Atatürk Türkiyesinin kuruluşunun temel yapı taşları olan "Ulus Devlet- Üniter Devlet- Laik Cumhuriyet'i yüceltmekse...
Eğer hedef demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini korumak, kollamak ve çağın ilerisine taşımaksa...
Eğer hedef, ülkeyi yoksulluk, yolsuzluk ve yandaşlıktan arındırmaksa...
Eğer hedef ahlakı egemen, hayatı bayram kılmaksa...
Duyarlı milletimizin, iş dünyasının, basın ve yayın kuruluşlarımızın, aydınlarımızın, yazarlarımızın, çizerlerimizin... Cumhuriyet Halk Partisi'nin siyasette ahlakı egemen kılma, temiz siyaset-dürüst yönetim anlayışını kurumsallaştırma ve yolsuzluklarla sürekli mücadele etme konularındaki kararlılığına destek vermesi şart.
* * *
Tüm içtenliğimle Şeker Bayramınızı kutluyorum...
1 yorum:
YAZINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEP BİRLİKTE HAYVANLARI YOK EDEN BELEDİYELERİ SEÇMEYEREK CEZALARINI BÖYLE VEREBİLİRİZ OTURDUĞUM YERDE SARIYER BÖLGESİNDE ÇOK KATLİYAM GÖRDÜM KİMSE BİRŞEY YAPAMADI ÖLDÜRDÜKLERİ KÖPEKLERİ KAMYONUN ARKASINA ATARAK GÖTÜRÜYORLARDI ŞAHİT OLDUM BAĞIRDIM AĞLADIM AMA DAHA FAZLA BİRŞEY YAPAMADIM O ANDA ÖLMEK İSTEDİM ÇOCUKLARIMIZIN PSİKOLOJİLERİ BOZULDU KÜÇÜCÜK YAŞLARINDA NEFRETİ ÖĞRENDİLER BİZ ÇİÇEKLERİMİZ KÖPEKLERİMİZ KEDİLERİMİZLE MUTLUYUZ BİZİ RAHAT BIRAKSINLAR HEP BERABER YAŞAMAK İSTİYORUZ VE EN BÜYÜK İSTEĞİM BUNLARI YAPANLARIN BAŞIMIZDAN TEMELLİ GİTMELERİ
Yorum Gönder