01 Aralık 2009

ACİL DEMOKRASİ - ZAFER YAPICI

Değerli okurlarım, 17 Kasım 2009 tarihli yazımızda üslubun demokrasilerdeki rolü konusunda bir tartışmaya girişmiştik. Bugün, bu tartışmadan yola çıkarak ülkemizi yöneten siyasi iradenin sembolü olarak tanımlanabilecek başbakanın bir söylemini demokrasi bağlamında değerlendireceğiz.


Şu sözler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 8 Kasım 2009 tarihinde TRT 1'de yayınlanan "Politik Açılım" adlı programda söylendi. Sözler, başbakanın demokrasi kavrayışını açıkça ortaya koyması bakımından önemli...

Şöyle diyor Erdoğan: "...Muhalefet eleştirel yaklaşımları tabii ki yapacak. Ama katkı vermesi gereken yerde de katkı verecek ki, o ülke hem demokrasisi ile güçlensin, hem de ülke güçlensin..."

* * *

Değerli okurlarım, bu sözlerin yapı çözümünü yaptığımızda şöyle bir sonuçla karşılaşıyoruz. Başbakan, "katkı vermesi gereken yerde de katkı verecek ki" sözleriyle, muhalefetin nerede ve hangi durumlarda katkı vermesi gerektiğini belirleme yetkisini kendinde görüyor. Muhalefetin, ancak kendinin uygun gördüğü yerde durması durumunda demokrasinin gelişebileceğini ve ülkenin güçlenebileceğini ifade ediyor.

Oysa demokrasilerde, iktidarlar, muhalefetin hangi durumlarda ne şekilde hareket etmeleri gerektiği konusunda en ufak bir söz hakkına sahip olamazlar.

Başka bir ifadeyle, iktidarların -hangi gerekçeyle olursa olsun - muhalefetin nasıl hareket etmesini belirleme yetkisini kendinde gördükleri rejimlere demokrasi denilmez, denilemez...

Böyle durumlarda ülke güçlenmez, faşizm güçlenir!

Bu tür rejimlerde muhalefet partileri var olabilir. Ancak bu partilerin işlevi tabela partileri olmayı aşamaz. Çünkü muhalif bir duruş sergileyemezler. Neyi söyleyecekleri, neyi söyleyemeyecekleri, hangi konuda hangi duruşa sahip olacakları iktidarlar tarafından belirlenir. Aksi halde muhalif güçler, siyasal iktidar tarafından ülkenin güçlenmesinin önünde engel olarak değerlendirilir. Sistem dışına itilir.

* * *

Bu tür durumlarda toplumsal muhalefetin uyanık olması şarttır. Bu da yetmez toplumun uyanık olması, acil demokrasi istemini merkeze alarak gerçek demokrasi yanında tavır alması gerekir.

Lakin bir zamanlar toplumun desteğine dayanarak inşa edilmiş ancak gittikçe demokrasiden sapmış herhangi bir yönetimin faşizmi kurumsallaştırmasını engelleyecek tek güç yine toplumdur!

(Haber Ekspres, 1 Aralık 2009)

Hiç yorum yok: